vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu...

78
VAHÝY ve AKIL ELL HACC HÜSEYÝN VEDAD ÝSTANBUL 1430/2009

Transcript of vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu...

Page 1: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

VAHÝY ve AKIL

E L L H A C C

H Ü S E Y Ý N V E D A D

Ý S T A N B U L

1 4 3 0 / 2 0 0 9

Page 2: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Va h i y v e A k ý l

E l l H a c c H ü s e y i n V e d a d

Baský Tarihi 1430 / 2009

Basým Yeri: Seçil OfsetMatbaacýlýk ve Ambalaj

Sanayi Ltd. Þti.

100. Yýl Mah. MASSÝTMatbaacýlar Sitesi, 4. Cad.

No:77

Baðcýlar - Ýstanbul -Türkiye

Tel. (90) 212 - 629 06 15pbx

[email protected]

Ý l e t i þ i m

e l l h u v e @ m y n e t . c o me l l h u v e @ h o t m a i l . c o m

ISBN: 223-4565-00-7

Page 3: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R

1)Dîbâce. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . I-5

2)Vahiy. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7-14

3)Vahiy Ýle Ýlgili Bazý Âyet ve Hadisler. . . . . . . . . 15-20

4)Akýl. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21-32

5)Aklý Din Olarak Kabul Edenlerin Görüþleri. . . . 33-42

6)Vahiy Ýle Aklýn Karþýlaþtýrýlmasý . . . . . . . . . . . . 43-62

7)Vahye Uyan Akýl (Akl-ý Selim) . . . . . . . . . . . . . . 63-68

8)Sonsöz. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 69-72

9)Lügatçe. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 73-75

Page 4: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

D Î B Â C E

B i sm i l l a h i r r a hman i r r a h im

Bugün dünyada din ve maneviyat anlayýþý yeni bir

duruma getirilmeye çalýþýlmaktadýr. Beþer, din ile ilk za-

manlardan beri uðraþmýþtýr. Bu uðraþma þundan kaynak-

lanmýþ olsa gerekir; "Allah bizim iþimize karýþmasýn, biz

kendi iþimizi kendimiz yapalým" düþüncesi vardýr. Bir ki-

þi kendi varlýðýný Allah'ýn varlýðýnýn dýþýnda deðerlendir-

meye kalkarsa o zaman makbul olmayan bu düþünce

hâsýl olur. Ýnsan, Allah'ýn bir parçasýdýr. Ayrýlmasý da za-

ten mümkün deðildir.

Bu durumda, "Allah bizim iþimize karýþmasýn," de-

mek bunu söyleyen kiþinin insanlýðýndan ve varlýðýndan

vazgeçmesi anlamýný taþýr. Bu ise geçerli bir düþünce tar-

zý deðildir. Yaratýcý Allah olduðuna göre, yani nizamý ku-

ran Allah olduðuna göre, kul; “Allah bize karýþmasýn”

demekle Allah’ýn nizamýna ve iþine karýþmýþ olmuyor

mu?

"Allah bizim iþimize karýþmasýn" diyenler, Allah’ýn

müdahalesine mâni olabiliyorlar mý? Bu muhaldir; çün-

kü program Allah’a aittir. Bu programýn ne olduðunu an-

1

Page 5: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

layýp ona göre yüründüðü takdirde kiþilerin selamet

bulacaðý aþikardýr. Bu programýn ne olduðu sýrrý velayet

tarafýndan bildirilmektedir ki, teblið peygamberler tara-

fýndan yerine getirilmiþtir.

Bugün dünyada tamamen akla dayalý bir din anla-

yýþý istenmektedir. Zaten Ýslâm'dan baþka vahye dayalý

bir dinin kalmadýðý görülmektedir. Maalesef bu hususta

birçok fikirler ortaya atýlýp kitaplar yazýlmakta ve herke-

si kendileri gibi bir topluma benzetmek istemektedirler.

Ýslâm'da da Protestan Müslümanlýk, Ortodoks Müslü-

manlýk tabirleri kullanýlmak istenmektedir. Ancak bun-

larýn böyle olmadýðý her þeyin Allah'ýn nizamýnda

olduðu dünyada ve fezada büyük bir gücün varlýðý ve

her þeyi o gücün yapýp yönettiði anlaþýlmaktadýr.

Allah’ýmýz bütün varlýklara vahiy yolu ile ilâhî

arzularýný bildirmektedir. Ancak dikkat edilirse vahyin

nasýl ve nice olduðu hiçbir zaman tam olarak ifade edile-

memektedir.

Beþeriyetin kendi akýllarýna göre icat ettikleri fikir-

lerin din olmasý mümkün deðildir. Din, ancak Allah’ýn

bildirmiþ olduðu kendi nizam ve arzusudur.

Nitekim Maide sûresi 57. âyetinde,

2

Page 6: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

"Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-

nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-

nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-

fare evliya'e vettekullahe in küntüm mü'mi-

niyne."

"Ey iman edenler, s iz lerden önce kendi -

l e r ine kitab bahþedilmiþ olanlardan ve

kâfirlerden dîninizi alaya alan ve oyun edi-

nenleri velîler edinmeyin. Ve eðer mümin-

ler iseniz Allah'a takva edin." buyrulmak-

tadýr.

Son zamanda akýl konusundaki araþtýrmalarda

“Kalp Aklý”ndan bahsedilmektedir. Beþeriyetin akýl ko-

nusunda vardýðý nihaî merhale olan “Kalp Aklý” terimi

ilhamý iþaret etmektedir. Ayrýca bugün kâinatta büyük

bir gücün varlýðýndan bahsedilmektedir. Akýl noktasýn-

dan hareket edenler kâinattaki büyük gücün varlýðýndan

bahsetmekte Ancak ‘Allah’ kelimesini kullanmak iste-

memektedirler.

Birçok kimseler de din ve dünya iþlerini ayýrmaya

kalkmaktadýrlar. Peki böyle yapmakla Allah’ýn müdaha-

lesini önleyebilecekler midir? Bu gibi düþüncelerin ne

dinde, ne de yaþamda geçerli olmasý mümkün deðildir.

3

Page 7: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Bu anlayýþ içinde tabiîdir ki dini kabulleri de reddetmek-

tedirler. Bu durumda Allah'ýn insanlarýn terakkisi için

göndermiþ olduðu peygamberler eliyle lütfetmiþ olduðu

vahy-i ilâhîyeyi de kabul etmeme durumu ortaya çýk-

maktadýr. Allah'ýmýz Kur'an-ý Kerîm'de bu hususu þöyle

iþaret buyurmaktadýr:

Nahl sûresi 2. âyet,

"Yünezzilü'l melâikete bi'r ruhi min emrihi

alâ men yeþaü min ýba'dihi en enzirû

ennehu lâ ilâhe illâ ene fettekun."

"Melâikeyi emrinden 'Ruh' ile "Kesinlikle

benden baþka ilâh yoktur artýk bana takva

edin" diye kullarýndan dilediðine inzal

eyler. (indirir)" buyurmaktadýr.

Maide sûresi 11. âyetinde ise,

"Ya eyyühelleziyne amenüzküru ný'metallahi

aleyküm iz hemme kavmün en yebsütû

ileyküm eydiyehüm fekeffe eydiyehüm an-

küm vettekullahe ve alellahi felyetevekkelil

mü'minune."

4

Page 8: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

"Ey iman edenler Allah'ýn üzerinize olan

nimetini zikredin. Hani bir kavim sizlere

(ele geçirmek maksadýyla) el uzatmaya yel-

tenmiþti de onlarýn ellerini sizden çekiver-

miþti. Ve Allah'a takva edin ve müminler

ancak Allah'a tevekkül ederler." buyrulmak-

tadýr.

Vahiy, Allah’ýn varlýklar ile olan münasebetini ifa-

de eder. Vahiy, Allah’ýn kendinden kendine olan tekellü-

münü anlatmaktadýr. Yani, insan varlýðý Allah’ýn gay-

rýnda olmadýðýna göre vahiy de kendinden kendine ol-

maktadýr.

Vahiy Allah’ýn yaratmýþ olduðu kullarýndaki esma-

sýna göre bir feyz ve enerji vermesidir. O halde her var-

lýk kendi isim ve makamýna göre Allah’tan vahiy almak-

tadýr. Vahiy Allah’ýn kendi arzusunun ve programýnýn

tatbikini temin etmektedir.

Hüve’t Tevfýku’r Refîk

ELL HACC HÜSEYÝN VEDAD

5

Page 9: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

6

Page 10: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

V a h i y

B i sm i l l a h i r r a hman i r r a h im

Mü'min sûresi 83. âyetinde,

"Felemma caethüm rüsülühüm bi'l beyyinati

ferihu bima ýndehüm mine'l ýlmi ve haka bi-

him ma kânu bihi yestehziun."

"Resûlleri onlara beyyineler (deliller) ile

gelince kendilerindeki ilimden dolayý

gururlandýlar da istihza (alay) ettikleri

kendilerini kuþatýverdi." buyrulmaktadýr.

Allah'ýmýz irsal eylemiþ olduðu peygamberler ile

yaþamla ilgili bilgiler de lütfetmiþtir. Bugün akýl ve idrak

konusu çok deðiþik bir hâl almýþ bulunmaktadýr. Al-

lah'ýmýzýn büyük bir rahmet olarak lütfettiði ilham ve be-

yanlarý beþeriyetin çoðu kabul etmemektedir. Kiþi Müslü-

man olduðunu söylüyor, Kur'an'ýn vahiy ile, yani Allah'ýn

b i ld i rmes i i le o lduðunu kabul ed iyor, ama vahyin

manasýný bilmiyor; vahiy sadece peygamberlere inmiþtir,

bugün vahiy yoktur diyor.

7

Page 11: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Öyle kimseler da var ki, vahye inanmamakta ama

peygambere inandýðýný söylemektedirler.

Ulemadan bazý kimseler de Hz. Muhammed (s.a.v)

e inen vahyin çeþitlerini ve nasýl indiðini ayrýntýlarý ile

anlatmaktadýr. Bunun yanýnda vahye inanmadýklarý

halde vahyin nasýl olup bittiðini münakaþa edenleri de

müþahede etmekteyiz. Bu düþünceler ve ifadeler makbul

olmasa gerekir.

"Vahiy", Hz. Muhammed (s.a.v) e Kur'an'ýn indiri-

l i þ b iç imi o larak b i l in i r. Yani vahiy, A l lah ' tan Hz.

Muhammed'e (s.a.v) gelen ilhamdýr. Sanatçý ve diðer

insanlarýn aldýklarý ilhamdan ayýrmak için vahiy kelime-

si kullanýlmýþtýr.

Allah'ýn insanlara lütfettiði ilhamlarýn en yüksek

derecesi vahiydir. Her varlýk vahiy alýr. Ancak her

varlýk kendi makamýndan vahiy alýr.

Allah'ýn velâyete indirdiði ilham da vahiydir. An-

cak veli o þekilde ifade etmez. Veli, Allah'ýn bildirdiði bil-

giye "Ýlham" der ama Allah’a göre o da vahiydir.

Vahiy peygamberlere risalet makamýndan lütfedil-

diðinden ve vahiy kelimesi peygamber tarafýndan ifade

edildiðinden ilâhî nezaket icabý velâyet kendilerine lütfe-

dilen vahyi "ilham" kelimesi ile tarif etmiþtir.

8

Page 12: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Her varlýk vüs'atine göre vahiy alýr. Esasta varlýk-

larýn duygularý bile Allah'tandýr. Velayette "Sýrr-ý

Lâhmik" beyanýndan sonra veli'nin kendine atfedeceði

hiçbir hâli kalmaz; varlýðýnýn Hakka ait olduðunu fiiliyat-

la bilir.

Bazý f i lozoflar akýl kelimesini "tasarlama

yeteneði" olarak belir tmiþlerdir. Akýl, vahiy ile edinilen

ilâhi bilgiye ters düþmez, düþmemelidir. Vahiy aklýn

üstündedir. Vahyin getirdiði bilgiyi reddetmek yanlýþa

düþmek demektir.

Vahiy, Allah’ýn insanlara gönül âleminde bildirme-

sidir. Cebrail (a.s) Hz. Muhammed’in (s.a.v) gönül âle-

minden aldýðý ilhamý tekrar etmiþtir. O halde Peygamber-

lerin ve velâyetin aldýklarý ilham ve beyanlar da vahiy

kavramý i ç inde müta laa ed i lmel id i r. Çünkü insan

Al lah’ýn asliyyetidir. Ancak melekler Allah’ýn sýfatlarýdýr

ve kudret-i ilâhîyesini temsil ederler.

Ýnsanlar akýl yolu ile Allah'a ulaþabilirler mi? Ha-

yýr! Melekler de Allah'a yakýnlýk bulmayý istemiþlerdir.

Onun için Allah onlara Âdem'i yollamýþ ve secde etmele-

rini istemiþtir.

Melekler Allah'a Âdem ile yani "Ýnsan" ile yakýnlýk

bulmuþlardýr. Nâs meleklerin Allah'a daha yakýn olduðu-

9

Page 13: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

nu düþünür. Ancak "Ýnsan" yaratýlýþ itibarý ile Allah'ýn

ilâhî rahmetinin açýldýðý noktadýr.

Ýnsan, Allah'ýn zâtîyyet-i ilâhîyesini temsil eder.

Melekler ise sýfat noktasýdýr. Allah bütün varlýklarý yarat-

mýþ ve yarattýðý bütün varlýklara da makamlar lütfetmiþ-

tir. Ancak insanda yaratýlmýþ olan bütün varlýklarýn ma-

kamlarý mevcuttur. Bütün varlýklar Ýnsan'a tâbi olduðu

için Ýnsanda bitki, hayvan, melek gibi bütün varlýklarýn

hususiyetleri vardýr. Ancak ‘Ýnsan,’ Allah'a yakýnlýðý do-

layýsýyla bütün varlýklarýn fevkinde bir mazhariyet taþýr.

Yani Ýnsan bütün varlýklardaki hasletler ile Allah'ý idrak

etmektedir. Burada "Lillahil Vahidil Kahhar"a iþaret

vardýr. Çünkü Ýnsan tüm varlýklardaki hasletleri kendin-

de topladýðýndan bütün sýfatlarý zâtýnda toplayan bir

nokta olarak Allah'ýn zâtýný temsil eden bir nokta-i mü-

messile olmaktadýr.

Zât noktasý, "Zâtu'z Zât" olarak Allah'ý sadece

dünya tatbikatý ile sýnýrlamayan ilâhî âlemde de Allah'ýn

namütenahi arzularýnýn tatbikatý olan mümessil noktadýr.

Bir insan doðduðunda "Melek" makamýndadýr.

Ancak efdaliyet meleklikte, yani bu halde deðil, daha ile-

ri terakki ederek "Ýnsan" makamýnda olmakladýr. Ýnsan

manevî yetiþme içerisinde ilk merhale olan nefs-i emma-

reden baþlayarak, sýrasý ile bütün nefsi makamlardan te-

10

Page 14: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

rakki ederek, bütün yaratýlmýþ varlýklarýn tecelliyatýný tat-

bikatla idrak ederek, ef 'aliyyün, sýfatiyyun ve

zâtîyyun makamlarýný ihraz etmekle Allah'a yakýnlýk bu-

lur. Bu terakki sadece insana lütfedilmiþtir. Ýnsanýn üstün

bir varlýk olmasý âlemlere nazire olarak yaratýlmasý ile il-

gili olsa gerekir. Allah'ýmýz semavatý ve arzý 'el Ýnsan 'a

nazire olarak halketmiþtir. Meleklerin "Ýnsan"a secde et-

mes i insandak i ak ý l i l e i l g i l i deð i l doðrudan doðru-

ya Al lah'ýn ondaki tecelliyatý ile ilgilidir. Bir hadis-i

þerifte, “Allah Ýnsan'ý kendi sureti üzere halkeyle-

miþtir.” buyrulmuþtur.

Bu hususta Risalet-i Gavsiyye'de; "Ve kaale lî Ya

Gavsel A'zame ni'met talibü ena ve ni'mel matlu-

bül insanü ve ni'mer râkibül insanü ve ni'mel mer-

kubü lehu sairül ekvan./ Ve bana "Ey Gavsül

Azam, buyurdu, ne güzel talibim ben ve ne güzel

matlubdur (talep edilen) el insan ve ne güzel

râkibdir (binici) el insan ve ne güzel merkubdur

(binilen) ona diðer ekvan." buyrulmaktadýr.

Ankebut sûresi 63. âyetinde,

"Ve lein seeltehüm men nezzele mine's se-

mai maen feahya bihi'l arda min ba'di mev-

tiha leyekulünnallah kuli'l hamdü lillah bel

ekserühüm lâ yakýlun."

11

Page 15: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

"Ve eðer onlara kim semâdan su inzal edip

de ölümünden sonra onunla arzý ihya eder

diye sorarsan elbette Allah diyeceklerdir.

Elhamdülillah de. Bilakis onlarýn ekserisi

akletmezler" buyrulmaktadýr.

Âyet te ‘akletmezler” buyru lmaktadý r. Ak ý l ,

A l lah’ýn varlýðýný doðru olarak ikrar ediyorsa akýldýr. De-

mek ki inkârda olanlar için bu idraktaki bir akýl

verilmemiþtir.

Allah'ýmýz Kur'an-ý Kerîm'de arýya bile vahyettiðini

Nahl sûresi 68. âyetinde,

"Ve evha rabbüke ilennahli enittehýziy mi-

nelcibali büyuten ve mineþþeceri ve mimma

ya'riþune."

"Ve Rabbin balarýsýna "daðlardan ve aðaç-

lardan ve (insanlarýn) yaptýklarý çardaklar-

dan (kovanlardan) evler edin, diye vahyet-

ti." buyurmuþlardýr.

Allah’ýmýz arýya dahi vahyettiðini bildirmektedir.

Bu durumda insanýn vahiy almadýðýný söylemek bu

hakikati inkâr olsa gerekir.

12

Page 16: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Ýnsanlar ancak Allah'ýn lütfetmiþ olduðu ilim ve

bilgi doðrultusunda yürüdüklerinde doðru bir istikamet

tutturmuþ olurlar.

Peygamberlerin hepsi vahiy almýþtýr.

Þûrâ sûresi 3. âyetinde,

"Kezalike yuhýy ileyke ve ilelleziyne min

kablikallahü'l aziyzü'l hakiym."

"El Azîz, el Hakîm Allah sana ve senden

öncekilere böyle vahy eyler." buyrulmaktadýr.

Tekmil peygamberler Allah'ýn kendilerine lütfetmiþ

olduðu vahy-i ilâhî ile insanlarý Allah’ýn bir dinine davet

etmiþlerdir. Bugün için vahyi kabul etmeyen insanlar,

peygamberlerin bizlere bildirmiþ olduðu nizamda yürü-

meye çalýþmaktadýrlar! Bu nasýl olacaktýr? Bu durum ta-

mamen bir tezat teþkil etmektedir.

Kiþi sahiplendiði aklý Allah’tan ayrý olarak deðer-

lendirmektedir. Akýl, saðlam bir temele dayanmalýdýr ki,

söylenen sözlerin temeli saðlam olsun. Akýlcýlar aklý mü-

dafaa edip, ilham ve beyan alan gönüllere itiraz etmekte

ve onlara, “Ne belli ilham aldýðýnýz?” demektedirler. An-

cak aklý ön planda tutan kimselerin sözleri bir yere otur-

13

Page 17: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

mamakta, boþlukta kalmaktadýr. Ýlham ise her zaman için

devam etmektedir. O halde hangisi gerçektir?

14

Page 18: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Vahiy Ý le Ý lg i l i BazýÂyet ve Hadîs ler

B i sm i l l a h i r r a hman i r r a h im

Mü’min sûresi 15. âyet

"Refiyu'd derecati zü'l arþý yülkýy'r ruha min

emrihi alâ men yeþaü min ýbadihi liyünzira

yevme'ttelaki."

"Dereceleri yükselten Arþ sahibi, emrinden

Ruhu, kavuþma gününe dair uyarsýn diye

kullarýndan dilediðine ilkâ eyler.(tahkim

eder)"

Bu âyet Ýnkýlab-ý Kebir’in, yani kýyametin Zamanýn

Ýnsaný tarafýndan telaffuz edileceðini de iþaret etmekte-

dir.

Necm sûresi 3-5. âyetlerinde;

"Ve ma yentýku ani'l heva in hüve illa

vahyün yuha allemehü þediydü'l kuva."

15

Page 19: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

" Ve n u t k e t m e z h a v a d a n H ü v e i l l â

v a h y o l u nan bir vahiydir. "Hû"yu kuvvetleri

þedid (þiddetli) olan öðretti."

Þûra sûresi 51. âyet

"Ve ma kâne libeþerun en yükellimehu'llahü

illa vahyen ev min verai hýcabun ev yürsile

resulen feyuhýye biiznihi ma yeþa' innehu

aliyyün hakiym."

"Bir beþer için Allah'ýn onunla tekellüm

(konuþmasý)eylemesi illâ vahiy ile veya bir

hicab arkasýndan ya da bir resûl irsal

eyleyip ona dilediðini vahyetmesi ile olur.

Muhakkak ki O aliydir, hakîmdir."

Bu âyette Allah’ýn üç þekilde vahyedeceði bildiril-

mektedir. Birincisi insan kalplerine indirdiði ilham ve be-

yan iledir. Ýkincisi bir hicab arkasýndan yani o kulunun

makamýnýn dýþýndan bir makamdan hitap etmesidir. Me-

sela Rabbimiz Hz. Musa’ya aðaçtan hitap etmiþtir. Üçün-

cü olarak; bir peygamber veya bir veli ile halka hitabýdýr.

Allah, bütün varlýklarýna vahyeder. Ancak onlarýn

makamlarýna göre lütfeder. Oysa bir Resûl irsal eyley-

erek nâsa hitap etmesinde, Resûl’ün makamýndan

16

Page 20: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

vahyetmesi vardýr. Nitekim âyette “Hiç bilenlerle

bilmeyenler müsavî olurlar mý?" (Zümer 9) buyrul-

maktadýr.

Bu âyete göre Allah ‘Resûl’ ile vahyetmektedir. O

halde Allah Resûl ile nâsâ hitap etmektedir. Hicab olan

nokta Resûl noktasýdýr. Resûl nâsâ perde olmaktadýr. Bu

âyette ef ’ali -sýfatî ve zâtî makamlar da iþaret edil-

mektedir.

Araf sûresi 62-63. âyet

"Übelliðuküm risalâti rabbiy ve ensahu

leküm ve a'lemü minallahi ma lâ ta'lemune

eve acibtüm en caeküm zikrün min rab-

biküm alâ recülin minküm liyünzireküm ve

litetteku ve le'alleküm türhamune"

"Size Rabbimin risâletlerini teblið ediyo-

rum ve size nasihat ediyorum. Sizin

bilmediklerinizi Allah tarafýndan biliyo-

rum. Acayip mi geldi sizlere, Rabbinizden

bir zikrin, sizleri uyarmak ve takvâ

ettirmek için aranýzdan bir er kiþi üzerinde

gelmesi? Ve umulur ki rahmet olunur-

sunuz."

17

Page 21: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Er kiþi Hz. Süreyya’nýn bildirmiþ olduðu Tac-ý

Telvîn’i takmýþ, Taht-ý Temkin’e oturmuþ olan ‘Tam

Er’dir.

Nahl sûresi 2. âyet

"Yünezzilü'l melâikete bi'r ruhi min emrihi

alâ men yeþaü min ýba'dihi en enzirû

ennehu lâ ilâhe illâ ene fettekun."

"Melâikeyi emrinden 'Ruh' ile "Kesinlikle

benden baþka ilâh yoktur artýk bana takva

edin" diye kullarýndan dilediðine inzal

eyler.(indirir)"

Maide sûresi 111. âyet

"Ve iz evhaytü ilelhavariyyiyne en aminu biy

ve biresuliy kalû amenna veþhed biennena

müslimune."

"Ve hani havarilere "Bana ve resûlüme iman

edin," diye vahyetmiþtim. "Ýman ettik, de-

miþlerdi ve þahit ol ki bizler Müslümanla-

rýz."

Müfessirler vahyi sadece peygamberlere tahsis

18

Page 22: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

etmektedirler; ancak Rabbimizin Havarilere de vahyet-

tiðini ve Havarilerin de Allah’ýn vahyine cevap verdik-

lerini bu âyette idrak etmekteyiz. Esasta Allah bütün var-

lýklara vahyeder. Tabiîdir ki her varlýk kendi makamýn-

dan vahyi kabul ve idrak eder.

Meryem sûresi 11. âyetinde

"Feharece ala kavmihi mine'l mihrab fe'evha

ileyhim en sebbihu bükreten ve aþiyya."

"(Hz. Zekeriya) Artýk mihrabdan kavmine

çýktý da onlara sabah ve akþam tesbih

etmelerini vahyetti." buyrulmaktadýr.

Allah’ýn açýldýðý gönül noktalarýndan da vahiy tat-

bikatý olduðu, vahiy ve ilham ile ilim ve bilgi verildiðine

bu âyet ile iþaret edilmiþtir.

Mürþid’in evlatlarýný vahiy ve ilham ile yetiþtirdiði

bir vakýadýr. Burada fiiliyatla yetiþmeye iþaret edilmiþtir.

Ancak âyette Mürþid noktasýndaki zâtýn Hz. Süreyya’nýn

buyurduðu gibi Hâkk ile Hâkk olmuþ bir gönül (Tam er)

olmasý gerekir.

Vahiy, ilâhî kudret ile yaratýlmýþ varlýklar arasýnda-

ki bir hususiyettir. Bu sürekli bir iletiþimi temin etmekte-

19

Page 23: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

dir. Aslýnda her varlýk kendisini yaratandan vahiy alýr.

Ancak her varlýk kendi makamýna göre idrak eder.

Nitekim Hz. Süreyya Bey Divan’ýnda þöyle buyur-

muþlardýr: “Zât-ý Hak sýfat-ý zâtiyet-i Cenâb-ý Mu-

hammediyye ile her an için tenezzülen meþhudi-

yeti dilek buyurmaktadýr.”

Allah’ýn bütün varlýklara olan arzusu, yine bütün

varlýklarýn yaratýldýðý Deryayý Nuru Muhammed ile ol-

maktadýr. Hadis-i kudsîde “Allah evvela benim nuru-

mu, benim nurumdan da âlemleri yaratmýþtýr”

buyrulmaktadýr. Deryayý Nuru Muhammed her varlýðý

sarýcý olduðundan, Hakkýn arzusu önce Deryayý Nuru

Muhammed’de belirir. Sonra varlýklara intikal eder.

20

Page 24: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

A k ý l

B i sm i l l a h i r r a hman i r r a h im

Akýl kelimesi “Ukl” kökünden gelir. “Ukl” ayný

zamanda “Bukaðý/Pranga” mânâsýna da gelmektedir.

Rabbimiz insan varl ýðýný nasý l yarattýðýný Kur'an-ý

Ker îm'de en güze l þek i lde aç ýk lamýþ ve an la tmýþ t ý r.

Ve Al lah’ýn insanlara lütfetmiþ olduðu akýl en büyük ik-

ramlardandýr. Bunun için insanlarýn þükür ve teþekkür

etmesi icap eder.

Tîn sûresi 4. âyetinde,

"Lekad halaknel insane fîy ahseni takvîm"

"Biz, gerçekten insaný en güzel kývamda

halkettik" buyrulmaktadýr.

Allah’ýmýz kullarý en güzel þekilde yarattýðýný iþaret

buyurmuþlardýr. Zaten dünya yaþamý tetkik edildiðinde

bunun böyle olduðu görülmektedir. Bütün bunlara þükür

ve teþekkür edileceðine bu itiraz nedendir?

Ýnsan, Allah’ýn rahmetini ve vahdaniyetini kabul

edip taþýyabilecek, ve en güzel, en ileri þekilde idrak

21

Page 25: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

edebilecek bir kapasitede yaratýlmýþtýr. Allah’ýmýzýn ken-

disini en ileri, en güzel þekilde idrak edip tasdik eden

kulunu ilâhî âlemde en güzel þekilde karþýlayacaðýný bu

âyet açýklamaktadýr.

Allah'ýmýz insaný yaratmýþ ve O'na ruhundan nef-

hetmiþtir. Yani Allah'ýmýz insana kendi hasletlerinden lüt-

fetmiþ ve bu hususiyetler ile insanda tatbikat yapmýþtýr.

Bütün bu tatbikatlardaki hususiyet nedir? Allah'ýn

bu tatbikatlarý fiiliyata koymasý insanda bir arzusu oldu-

ðunu göstermektedir. Yoksa bunlar boþ yere deðildir.

Sâd sûresi 27. âyetinde,

"Ve ma halakne's sema'e ve'l arda ve ma

beynehüma batýla zalike zannü'lleziyne ke-

feru feveylün lilleziyne keferu mine'n nar"

"Biz semâyý ve arzý ve ikisinin arasýndaki-

leri bâtýl olarak (boþyere)halketmedik.

Böylesi kâfir olanlarýn zannýdýr. Yazýklar

olsun kâfir olanlara ki nardadýr-

lar.(ateþtedirler)" buyrulmaktadýr.

Ýnsan dünyaya bir vazife için gönderi lmiþtir.

Ýnsanýn Allah’a karþý bir vazifesi vardýr. Ýnsanýn dünyaya

22

Page 26: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

gönderilmesi boþu boþuna deðildir. Boþuna yaratýlma

fikriyatý mekre düþenlerin hâlidir.

Duhân sûresi 38. âyetinde ise,

"Ve ma halaka's semavati ve'l arda ve ma

beynehüma la'ibiyn."

"Semâlarý ve yeri ve bunlar arasýnda olan-

larý (oyun ve eðlence) için yaratmadýk."

buyrulmaktadýr.

Allah bu âlemleri bir hedefe mebni olarak yarat-

mýþtýr. Allah’ýn bir programý ve bir amacý vardýr. Ýnsanýn

bu amaca hizmet etmesi Allah’ýn makbulüdür. Resûller

bu hakikati haber vermiþlerdir.

Allah'ýmýzýn lütfettiði düþünce, neþe, sevgi, mer-

hamet vb. gibi her türlü hasletlerin insan varlýðýndan te-

celli edip belirmesinde namütenahi hikmetler vardýr. Al-

lah'ýmýz kendisinde mevcut olan bu hasletleri insanda te-

celli ettirmektedir. Ýnsandaki sevgi, aþk, muhabbet ve

düþünce gibi hasletlerin hepsini Allah'ýmýz kendisinden

lütfetmiþtir. Bütün bu hasletlerin tatbiki için insan varlýðý

yaratýlmýþtýr.

Allah'ýmýzýn insanda tecelli ettirdiði bu hasletlerin

23

Page 27: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

insan tarafýndan kullanýlabilmesi için bir hususiyet la-

zýmdýr. Bütün bu hasletleri deðerlendirebilecek ve icra-

ata koyabilecek bu hususiyet "Akýl"dýr. Allah'ýmýz aklý

bu sebeple yaratmýþtýr. Merkez olarak akýl, bütün bu iþle-

rin tertip ve düzenlemesini saðlamak içindir.

Ýbrahim sûresi 52. âyetinde,

"Haza belaðun li'n nasi ve liyünzeru bihi ve

liya'lemu ennema hüve ilahün vahýdün ve

liye'z zekkere ulü'l elbab."

"Bu, nâs için kendisi ile uyarýlsýnlar diye ve

Hüve’nin bir ilâhî vahid olduðunu bilsinler

diye ve gönül sahipleri tezekkür etsinler

diye bir tebliðdir. " buyrulmaktadýr.

Bu âyette iþaret edildiði gibi, Kur’an insanlarýn

makamlarýna göre hitap etmektedir. Ehl-i gönül için

Kur’an, “Tezekkür etmelerini” emir buyurmuþtur.

Zaman içinde akýl anlayýþý da deðiþmektedir. Eski-

den akýl denince hafýza gücü anlaþýlýrdý. Ezberci olanlara

akýllý denilirdi. Daha sonra aklýn kavrama ve anlama ka-

pasiteleri zekâ olarak deðerlendirilmiþtir. Bugün ise man-

týk ilkelerinin yaný sýra insan duygularýnýn olumlu etkisi-

ni kabul eden, var olan verilerden yenilikler ortaya ko-

yan "yaratýcý zekâ" sahipleri için akýllý denmektedir.

24

Page 28: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Yaratýcý zekâ akýlla mý ilgilidir, ilhamla mý? Öyle

olsa tarihteki duraklama devirleri ne ile izah edilecektir.

Þairler, mimarlar, ressamlar neden ilham beklerler?

Einstein Ýzafiyet Teorisi için yýllarca bekledi? Yaratýcý

zekâ ilhamsýz akýl ise, niye daha evvel yapamadý?

Bu konular insanlarýn akýl anlayýþýndaki merhale-

lerdir. Ýlk iki konu doðrudan aklý iþaret etmektedir. Ancak

"yaratýcý zekâ" þeklinde tarif edilen akýl, haddizatýnda

o güne kadar gelmiþ olan bilgilerin karþýlaþtýrmasýný ya-

pan, ancak kimsenin göremediði bir üçüncü ihtimali or-

taya çýkaran akýldýr. Yani yapýlan bütün keþiflerin, icatla-

rýn ve yaþanan tecrübelerin neticesi olarak bir son nok-

taya varýlmasýdýr.

Mesela binlerce ilaç tecrübeleri yapýlýr; ancak þöy-

le bir ilaç insanlara hayýrlý olabilir diye yeni bir fikir or-

taya atan için ilham kelimesini kullanmak daha doðru

olur. Aslýnda bu noktada Allah'ýn zatiyeti ortaya çýkmak-tadýr. Burada Hüve sýrrý ayan olmaktadýr. Yani insanla-

rýn akýl anlayýþýnda da vardýklarý son noktaya "yaratýcýzeka" ismini vermeleri onun yaratýcýdan gelen ilham ol-

duðunu beyan etmektedir.

Çok hýzlý iþlem yapma özelliðine sahip olan, büyük

bilgileri çok küçük alanlarda saklayabilen ve istendiðin-de bu bilgilere çok kýsa zamanda ulaþabilen, bilgisayar-

lar bugün adeta aklýn karþýlýðý gibi deðerlendirilmektedir.

Oysaki bilgisayarlar aklýn karþýlýðý olamazlar.

25

Page 29: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Bilgisayar sadece bir makinedir. Matematiksel iþ-

lemleri ve mantýksal karþýlaþtýrmalarý, önceden yüklen-

miþ program doðrultusunda yapmaktadýrlar. Ýnsanlarýn

ihtiyaçlarýný karþýlamak için kullandýklarý bu makineleri

tanrý gibi mütalaa etmeleri herhalde akýl ile baðdaþan bir

þey olmasa gerekir.

Her bilgisayarýn bir beyni vardýr. Birçok bilgisaya-

rýn baðlandýðý tek bir bilgisayar bütün diðer bilgisayarla-

rý kontrol etmekte ve yönlendirmektedir. O halde bu

merkez bilgisayar diðer bilgisayarlarýn tanrýsý mý olmuþ

oluyor? Bu gibi saçma düþüncelerden vazgeçmek lazým-

dýr. Allah'ýn ilâhî kudretini hiçbir þey ile kýyas etmemek

ve hiçbir þeyle Allah'ý tahdit etmemek icap eder.

Ýnsanlar beyni tanrý yerine koyuyor ve din ile

karþýlaþtýrýyor da o yüzden bunlar anlatýlýyor.

Ýnsan aklýnýn diðer varlýklardaki akýldan farký

nedir? Akýl beynin ortaya koyduðu bir faaliyet olarak de-

ðerlendiriliyorsa neden insan aklýnýn iþlevini diðer varlýk-

lar yapamýyor? Akýlcýlar aklýn beyinde olduðunu söylü-

yorlar, her varlýkta beyin olduðuna göre, insan aklýnýn

diðer varlýklardaki akýldan ne farký var? Neden insan

beyni ve diðer varlýklarýn beyni farklý çalýþýyor?

Ýnsandaki akýl geliþiyor, ancak diðer varlýklarýn aklý

26

Page 30: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

ayný kalýyor neden? Eðer beyin sabit ve baðýmsýz bir

organ olsaydý insan ve hayvan beyinlerinin ayný þekilde

çalýþmasý lazým gelirdi. O halde beynin kendisine ait bir

hususiyetinin olmadýðý aþikardýr.

Sevgili Efendimiz bin beþ yüz sene evvel, Ýnsanlar-

dan baþka varlýklar için, "Onlar eksik yaratýlmýþ var-lýklardýr." buyurmuþtur. Yani bu varlýklarýn yaratýlýþ

programlarý ona göre tanzim edilmiþtir. ‘Akýl’ beyin ile

ilgili deniyorsa o zaman neden insandaki aklýn iþlevini

diðer varlýklar yerine getiremiyor diye sormak lazýmdýr.

‘Akýl beyindedir’ fikriyatýna Sevgili Efendimiz bin beþ

yüz sene evvel açýklýk getirmiþtir.

Yaratýlan aklý, yaratan Allah’ýn karþýsýnda çýkar-

mak mümkün deðildir. Eðer insanlar aklý kabul ediyor-

larsa o zaman kim daha çok akýllýysa o meriyette olur ve

onun söylediði geçerli olur.

Allah, iman, aþk ve sevgi gibi konulardamünakaþa edilmez; edilmesi de mümkün deðildir.Akýl (akl-ý maaþ) bu noktayý ihata edemediðindenidrak edemez.

Furkan sûresi 44. âyetinde,

"Em tahsebü enne ekserehüm yesme'une evyakýlun in hum illâ ke'l enami belhüm edal-lü sebiylâ."

27

Page 31: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

"Yoksa onlarýn çoðunun iþittiðini veya ak-

lettiðini mi sanýrsýn? Onlar illâ davarlar gi-

bidirler. Bilâkis onlar sebil (manevî yol)

bakýmýndan daha þaþkýndýrlar."

Akli melekeleri yerinde olan insan, bir varlýk ola-

rak yaþamýný sürdürmektedir. Ancak aklý olmayan ve ak-

lýný kaybetmiþ birçok insan vardýr ki, onlar da yaþamýný

bir þekilde sürdürmektedirler.

Ehl-i zâhir aklý olmayanýn dinde yeri olmadýðýný

iddia etmektedir.O zaman bu insanlarý yok mu sayaca-

ðýz? Aklý olmasa da kulluk devamdadýr. Çünkü din akýl

ile deðil gönül ile deðerlendirilmektedir. O halde o in-

sanlar hakkýnda da Allah’ýn bir deðerlendirmesi vardýr.

Aklýn müspet ve menfî halleri vardýr. Akýl, vücu-

dun iç âlemindeki bütün fonksiyonlarýn hareket ve ku-

manda merkezi olduðundan, insan varlýðý üzerinde de

çok büyük bir vazifesi vardýr. Bununla beraber akýl, ruha

yardýmcý olmak üzere yaratýlmýþtýr. Akýl, Allah'ýn rahme-

tini idrak için düzenlenmiþtir. Allah'ýn yaratmýþ olduðu

aklýn, yaratana baðlý olarak deðil de, ondan baðýmsýz

olarak hareket ettiðini düþünmek yaratýlýþa, Allah'ýn ni-

zamýna ve düsturuna uymaz.

Adalet hususunda da aklýn büyük bir vazifesi var-

28

Page 32: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

dýr. Akýl karar verirken Allah'ýn bildirmiþ olduðu nizama

dikkat etmesi gerekir. O zaman hayýrlý akýl olur. Onun

için Allah'ý idrak eden akla, 'Akl-ý Muad ' yaþam ile ilgi-

li olan akla da 'Akl-ý Maaþ ' denir. Esasta hayýrlý akýl,

nefse Allah'ýn arzu ettiði gibi yön verir. Onun için Mevla-

na Hazretleri, "Nefsini akýl baðý ile baðla ki sana

ters bir þey yaptýrmasýn." buyurmuþtur. Akýl, ruha ta-

bi olarak nefsi kontrol ettiði zaman güzel bir noktadadýr.

Aklý Müslüman etmek onu ruha tâbi ký lmak

demektir. Müspet olsun menfî olsun herkes ne yaptýðýnýn

farkýndadýr. Ama menfî olan, menfî fiilleri iþler. Ancak

bir peygambere veya bir veliye tâbi olan için bu haller-

den kurtulmak mümkündür. O zaman kiþiye yanlýþ gibi

görünen þeyler, kiþiyi terakki ettirmek için birer araç

haline gelir.

Bir derviþ bir Mürþid’e tâbi ise Mürþid, bir anlam-

da derviþine akýl olur. Ondan dolayý halk arasýnda ,"akýl

hocan kim" diye sorarlar. Eðer tam baðlý ise, derviþ

yanlýþ da yapsa Mürþid ona müzahir olur. Onun için Sü-

reyya Hazretleri; "Býrakmam muzmahil olsun ki zira

zaminim ben" buyurmuþtur.

Akýl dünyaya ait bir meseledir. Yani Allah'ýn prog-

ramýnda aklýn bir tertibi vardýr. Ancak ruh ve aklý Allah

bir vücudda cem etmiþtir. Nasýl ki müspet ve menfî her

29

Page 33: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

ikisi de insanda beraber yaþamaktadýr. Bunlar terakki

içindir. Ruha karþý çýkan akla ve nefse direnmek, müca-

hededir. Geçmiþte çilehânelerde aklý ve nefsi terbiye et-

mek için mücahede yapýyorlardý. Bugün ise Aklý ruhdan

koparýp madde haline getirmek istiyorlar. Hâlbuki dün-

ya, terakki için vardýr. Esas olan manevî terakkidir. Mad-

di âlemde yaþamaktan murat bu manevî terakkinin ikmal

edilmesidir.

Akýl ölümsüz müdür? Bunu Ýslâmî düþüncede

olanlar da sormaktadýr. Allah'ýn yaratmýþ olduðu akýl her

varlýkta o varlýktaki Allah arzusu üzerine iþlev görmekte-

dir. Akýl her varlýkta deðiþiktir ama esasta Allah'ýn o var-

lýktaki arzusudur geçerli olan. Akýl, Allah'ýn o varlýktaki

arzusunu yerine getirmek içindir. Kiþi her aklýndan geçe-

ni yapabiliyor mu? Yapamýyor. Her düþüncesini yerine

getirebiliyor mu? Getiremiyor. Her insana sözünü geçire-

biliyor mu? Hayýr!

Sevgili Efendimizden sonraki devirlerde akýl tarifi

yapýlmaya baþlanmýþ, asýl tartýþmalarý yapan Mutezîle

kelâmcýlarý ise aklý farklý þekilde tarif etmiþlerdir.

Ýbn-i Teymiyye, Ýbn Rüþd, Ýbn-i Hazm ve daha bir

çok kimseler çok çeþitli görüþler ortaya atmýþlardýr.

Ýslâm'ýn dýþýnda da ilk zamanlardan bugüne kadar olum-

lu-olumsuz konuþmalar yapýlmýþtýr. Aslýnda bu konuþma-

30

Page 34: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

larý yapanlar, Allah'ýn yarattýðý nizam içerisinde kendi

yaratýlýþ programlarýnýn bir neticesi olarak akýllarýndaki

fikirleri ifade etmiþlerdir. Allah yakýnlýðý bulmuþ olan bir

veli hiçbir zaman böyle bir münazaraya ve münakaþaya

girmez. Çünkü ondaki akýl asliyetini bulmuþtur. Yani vü-

cud-u ilâhî dengesini bulmuþtur. Hz. Süreyya; "Bilen

düþer mi þirkü isyana" buyurmaktadýr.

Bursa'yý hayatýnda görmemiþ birisinin Bursa'da

doðan birisine orayý anlatmasý biraz tuhaftýr. Manevî bir

insan yaþadýðý hakikati býrakýp bu tür münakaþalara gir-

mez. Bu tür münakaþalar günümüzde maalesef yüksek

seviyelere çýktýðý için bu kitabý yazma gereksinimi duy-

duk.

Papa XVI. Benedict'in 9-14 Eylül 2006 tarihleri

arasýnda Münih, Altötting ve Regensburg 'a ziyareti sýra-

sýnda 12 Eylül 2006 günü Regensburg Üniversitesi 'nde

yapmýþ olduðu bir konuþmada þunlarý söylemiþtir:

"Ýncil'deki inanç, o dönemin Helenistik ida-

recilerinin, onu Yunan gelenekleri ve çok tanrýlý

tapýnmacý yapýsýna uymaya zorlamasýyla çýkan ça-

týþmalara raðmen, Yunan düþüncesinin en þeçki-

niyle derin bir düzeyde baðlantý kurarak, daha

sonra ortaya çýkan Bilgelik Edebiyatý'nda izlerine

rastlanabileceði üzere, karþýlýklý bir zenginleþme

yaþamýþtýr."

31

Page 35: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Papa, bu sözleri ile Hz. Ýsa'ya inanmadýðýný eski

Yunan aklýna inandýðýný söylerken, Papalýk makamýnýn

Hz. Ýsa'nýn yeryüzündeki vekili olduðunu unutmuþ gö-

zükmektedir. Hz. Ýsa'ya inanmayan Papa o zaman kimin

vekilidir? Bu sözleri söyleyen Papa’nýn arkasýndan mily-

onlarca kiþi gitmektedir. Ve maalesef bu düþüncede olan

insanlarla da din birliði yapmak isteyenler vardýr. Allah

aklýmýzý muhafaza etsin. Bu durumda dünyanýn büyük

bir kaosa gittiði görülmektedir.

Allah idraki akýl mertebesine indirgenerek idrak

edilmeye çalýþýlmaktadýr. Böyle yapýlarak Allah'ýn prog-

ramý kontrol altýna alýnmaya çalýþýlmaktadýr. Allah'ýmýzýn

programý ve tatbikat kontrol altýna alýnamaz. Çünkü her

an Allah'ýmýzýn namütenahi arzularý ve yeni tatbikatlarý

vardýr. Bu arzularýn hangileri kontrol altýna alýnabilir? Bu

asla mümkün deðildir.

Batýlýlarýn din birliði yapmak istemesindeki amaç

ise Müslümanlarýn da onlar gibi dinsiz ve inançsýz olma-

larýný istemelerindendir. ‘Biz ‘akla’ tapýyoruz siz de bize

uyun’ diyorlar. Kurban bayramýný izlemek için Avrupa

ülkemize temsilci gönderiyor. Avrupa'da da hayvan kesi-

liyor. Burada ise bir dini vecibe için hayvan kesiliyor. Ýs-

panya'da eðlence için hayvana iþkence yapýyorlar. Müs-

lümanlýkta iþkence yasaktýr. Ama Avrupa Ýspanya'ya ka-

rýþamýyor.

32

Page 36: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Aklý Din Olarak Kabul

Edenlerin Görüþleri

B i sm i l l a h i r r a hman i r r a h im

Ýlkçað'daki birçok medeniyet ve eski Yunan uygar-

lýðýndan beri iki düþünce yani Tanrý inancý ve akýl daima

karþýlaþmýþ ve çarpýþmýþtýr. Nitekim peygamberlere itiraz

eden insanlar hep ‘aklý’ öne sürmüþlerdir. Ayný düþünce

tarzýný bugünkü beþeriyette de görmek mümkündür. Bu-

gün de beþer Allah'tan gelen doðru ilme karþý aklý öne

sürerek itiraz etmektedir. Oysa Allah'ýn varlýðý esastýr. Ya-

ratýlmýþ olan varlýklar vücud ve kuvvette yaratýcý olan

Allah’a baðlýdýr. Yaratýlan varlýk yaratan þeklinde müta-

laa edilirse, bu makbul deðildir. Aklý Allah yaratmýþtýr.

Allah'ýn yarattýðý akla tapmak doðru olmaz.

Geçmiþ devirlerde insanlar putlara tapmýþlardýr.

Bugün yaratýlmýþ olan akla tapan insanlarýn puta tapan-

lardan ne farký vardýr? Bu nasýl bir akýldýr? Bunu kabul

etmek mümkün deðildir.

Tarihte pek çok düþünür aklý çeþitli þekillerde ifade

etmiþlerdir. Aklýn pek çok yönü olduðuna, pek çok iþleve

sahip olduðuna ve çok yönlü olduðuna þahit olan bu

33

Page 37: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

kiþiler daha da ileri giderek aklý ‘tanrý’ yerine koy-

muþ lard ý r. Tar ih te bunlar ý görüyoruz . Hat ta tanr ý

f ik r iyatýnýn insan aklýnýn ortaya koyduðu bir kavram

olduðunu müdafaa edenler dahi çýkmýþtýr.

Tanrý düþüncesini akýl ile ifade etmeye kalkan

kiþiler, bir kimsenin aklýný kaybetmesi karþýsýnda tanrýnýn

da yok olduðunu mu düþünmektedirler. O zaman akýl

hastalarýnýn tanrýsý yok mu diyeceksiniz? Tabiî ki hayýr!

Tanrý düþünce ve idraki akýl ile deðildir. Çünkü Allah'ýn

varlýðý ancak Allah'ýn lütfetmiþ olduðu ilham ile bilinir ve

aklýn yaratýcýsý Allah'týr. Yaratýlmýþ bir þey yaratýcýsýný

tam olarak idrak edemez. Yaratanýn o varlýktaki arzusu

ne kadarsa o kadar idrak eder. Yani yaratan kiþiye ne

kadar lütfederse o kadar bilinir. Baþka türlü O'nun dýþýn-

da bir kuvvet olmasý lazýmdýr ki bu da mümkün deðildir.

Avrupa'daki bu düþünceler eskiden beri gelen bir

fikriyattýr. Hýristiyanlýk Roma sýnýrlarýna ulaþtýktan sonra

Pagan düþüncesi yani çok tanrýcýlýk düþüncesi de devam

etmiþtir. Bugün bundan tamamen kurtulunmuþ mudur?

Hayýr.

Ýslâmiyet'in ilk çýktýðý zamanlardan sonraki devir-

lerde de bazý Ýslâm düþünürleri akýl ile ilgili olarak birta-

kým düþünceler ileri sürmüþlerdir. Ancak Avrupa eskiden

beri iki kýsýmdýr; bir kýsmý akla, bir kýsmý tanrýya inanýr.

34

Page 38: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Ancak Ýslâm anlayýþýnda "Allah" ismi zikredilir. Allah

baþka tanrý baþkadýr. Putperestler Tanrý heykeli yapýyor

ancak Allah heykeli yapamamaktadýrlar. Çünkü tanrý dü-

þüncesi kiþinin kendi muhayyilesinde yarattýðý bir vehim-

dir. Allah insan aklý ile belirlenmez. Allah, insana lütfedi-

len ilham ve ilim ile bilinir.

Piskopos Gobel Hýristiyanlýðý resmen inkâr ettirip

7/11/1793 senesinde Notre Dame Kilisesi 'nde aklýn onu-

runa bir tören düzenlemiþtir. Bu törende bulunanlar bun-

dan böyle "Chabet" ve Notre Dame Kilisesi ' de, "Akýl

Tapýnaðý" ilan edilmiþtir.

Avrupalý felsefeciler sanayi ve teknolojinin geliþi-

mine bakarak bu konulardaki terakkiyi insan aklýnýn or-

taya koyduðunu, dolayýsýyla yaratýcý kudret olanýn insan

olduðunu söylemektedirler. Bu gibi düþünceleri taþýyan

kiþilerin ilham noktasý eksik olduðu için bu konudaki ta-

savvurlarý eksik ve hatalýdýr. Çünkü ruhun varlýðýný kabul

etmemektedirler. Ruhun varlýðýný kabul ve idrak edeme-

yenler de vahyi reddetme durumunda kalmýþlardýr. Ente-

resan olan bugün Müslümanlar içerisinde de bu fikriyatý

taþýyan kimseler bulunmaktadýr.

Bütün bunlar ne içindir? Bütün bunlardan sonra

doðrudan doðruya tek bir hedefe yönelmek mecburiyeti

vardýr. O da Allah'ýn birliðine ve tevhidine sýký sýký sarýl-

35

Page 39: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

mak düsturudur. Sizler Allah'ý ne kadar seviyorsunuz?

K e n d i n i z i f e d a e d e c e k k a d a r m ý ? Ö y l e m i ? A m a

A l lah’ýmýz bizleri daha çok seviyor. Çünkü O'nun için

can verene O’da yeniden can veriyor. Demek ki Allah

kullarýný sevdiði için bunu yapýyor. Her varlýk gibi insan-

lar da ölümlüdür. Ancak Allah'ýmýz insanlarý tekrar diril-

tecektir. Bu da, Allah'ýn insanlarý daha çok sevdiðini gös-

termektedir.

Teknolojinin bugünkü baþ döndürücü geliþmeleri-

ne takýlýp kiþileri saptýrmasýndan sakýnmak lazýmdýr. Biz-

ler doðrudan doðruya yaratan Allah'ýn bizleri yaratmak-

taki maksat ve muradýný ve bizdeki tatbikatý üzerindeki

fikriyatýmýzý geliþtirmek istiyoruz. Çünkü o zaman kendi-

mize ve asliyetimize dönmüþ oluruz.

Ýmam Gazali ile temellendirilen Ýslâm felsefesinde

de “Tanrýyý akýl ile bulmak” fikriyatý hakimdir. Bu görüþe

göre insanlara peygamber gönderilmese bile insanlarýn

Tanrýyý yine O’nun verdiði akýl ile idrak ederek doðruyu,

yanlýþý; helali, haramý ayýrt etmeleri gerekiyordu. Yine

bu görüþe göre kendilerine peygamber gönderilmemiþ

olan insanlarýn da ahirette ceza veya mükafat görmesi

lâzýmdýr. Çünkü kendilerinde var olan akýl ile gerçeði

anlamýþ olmalarý gerekiyordu.

Hâlbuki Kur’an-ý Kerîm’de Þuara sûresi 208.

âyetinde,

36

Page 40: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

"Ve ma ehlekna min karyetin illa leha

münzirun."

"Biz illâ Münzir (uyarýcý) yollamadan hiçbir

karyeyi (belde) helâk etmedik" buyrulmak-

tadýr.

Ancak þu var ki; Allah'ýn peygamber yollamasý bir

maksada müstenittir. Allah'ýmýz; "Sizler akýl sahipleri-

siniz ancak peygamberler ile gönderilen bilgiye

sahip olamazsýnýz." buyurarak peygamberlerin halkýn

hayrýna irsal olunduðunu iþaret etmiþlerdir. Ancak halk

bunun kýymetini takdir edememiþtir.

En’am sûresi 76. âyetinde,

"Felemma cenne aleyhilleylü rea kevkeben

kale haza rabbiy felemma efele kale lâ ühýb-

bül'afiliyne."

"Artýk üzerine gece kapandýðýnda bir yýldýz

gördü ve "Ýþte Rabb'im budur," dedi. Ama

batýnca "Ben batanlara muhabbet etmem,"

dedi" buyrulmaktadýr.

Bu âyette Hz. Ýbrahim’in akýl ile deðil gönül ile

Hâkký bulduðuna iþaret vardýr. Nitekim Hz. Ýbrahim

“Ben batanlara muhabbet etmem.” buyurmaktadýr.

37

Page 41: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Devletler içinde hükümet ve devlet baþkanlarý be-

lirli bir makama geldiklerinde ve karþýlarýnda kendilerine

muti olan bir halk bulduklarýnda, kendi akýllarýný çok üs-

tün gördükleri için yaþama hatta dine yön vermeye kalk-

maktadýrlar. Bu, birçok devlet baþkanýnda müþahede

edilmiþ bir husus olsa gerekir. Bu kimseler bulunduklarý

makam ve mevkiin âlâyiþine kapýlarak dine yön verme-

ye kalkýþmaktadýrlar. Bu tanrýlýk iddiasýdýr. Dine ancak

Allah yön verir.

Allah'ýmýz; "Benim her zaman için bir arzum

var. Benim o arzum ne ise kiþinin o arzuyu yaþa-

masý lazýmdýr." buyurmaktadýr. Günümüzden beþ yüz

sene önce yapýlan ulema tefsirleri bugüne uymamak-

tadýr. Çünkü zaman ve þartlar deðiþmiþtir. Zamanýn te-

celliyatýna göre ahkâm da deðiþir. Bu, bir zaman hükmü

kaidesidir.

Ýnsanlar bilmedikleri konular hakkýnda da konuþ-

mak ihtiyacý hissetmektedirler. Allah'ýmýzýn ilâhî varlýðýný

bilmek mümkün deðildir. Ancak insanlar Allah ile ilgili

olarak birçok tarif ve anlatýmlar yapmýþlardýr. Bu anla-

týmlarý ve tarifleri kendi düþüncelerine göre 'vahdet-i

vücûd,' 'ilâhî vücûd ' ‘vacibu’l vücûd’ gibi çeþitli þe-

killerde tarif etmiþlerdir. Bu tarifler kendi zamanlarýnýn

ilham ve ilmi ile yapýlmýþ olmasýna raðmen bugünün

manevî terakkisi karþýsýnda yetersiz kalmaktadýr.

38

Page 42: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Bugünkü bilimsel çalýþmalarda "Maddenin aslýný

bulalým o zaman tanrýnýn hakikatini de çözmüþ oluruz."

þeklinde bir anlayýþ vardýr. Ýslâm'da da maddeden yola

çýkýlarak Allah'ý tarif etmeye çalýþmýþlardýr. Doðru olan

þudur ki, maneviyatta her þeyin mebdei ve menþei olan

Allah'tan yola çýkýlarak madde izah edilmiþtir.

Ýnsanlar maneviyatý bilmediklerinden dolayý zor

bir yol olarak deðerlendirmektedirler. Hâlbuki Rabbimiz

kendisine iltica edenlere maddî ve manevî lütuflar yapa-

caðýný iþaret buyurmuþtur.

Bir hadis-i þerîfte; “Kolaylaþtýrýnýz zorlaþtýr-

mayýnýz; müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz.”(Buharî:

Ýlim 11; Müslim: Cihad 5) buyrulmuþtur.

Âl-i Ýmrân sûresi 145. âyetinde,

"Ve men yürid sevabeddünya nü'tihî minha

ve men yürid sevabel'ahýreti nü'tihî minha

ve senecziyþþakiriyne."

"Ve dünya sevabýný murad eden, biz kendi-

sine onu veririz. Ve ahiret sevabýný murad

eden, biz kendisine onu veririz. Ve biz þük-

redenlerin karþýlýðýný veririz." buyrulmakta-

dýr.

39

Page 43: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Hz. Pir Abdülkadir Geylâni, Hz. Süreyya ve diðer

keramet sahibi ehl-i hakikat enerjiyi maddeye tahvil

edebilme kudretine sahiptirler. Allah’ýn izni ve arzusu ile

bu gücü kullanmýþlardýr. Yaratan, onlara yarattýðý þeyleri

nasýl kullanacaklarýný bildirmiþtir. Bir kiþinin bunu teknik

olarak bilmesi neyi ifade edecektir? O iþin sýrrý yaratýcý-

nýn elindedir.

Aklýn yaratýcýsý aklýn nasýl kullanýlacaðýný tarif et-

miþtir. Aklý heva ve hevese göre kullanmaya çalýþmak bir

fayda vermez.

Zümer sûresi 9. âyetinde;

"…Kul hel yesteviy'lleziyne ya'lemune v'elle-

ziyne lâ ya'lemun innema yetezekkeru ulü'l

elbab."

"Hiç bilenlerle bilmeyenler müsavî (ayný

seviyede) olurlar mý?" de. Muhakkak ki ulül

elbab (gönül sahipleri) tezekkür ederler."

buyrulmaktadýr.

Akletmek, aklý Allah'ýn arzu buyurduðu þekilde

kullanmak anlamýnda düþünülmelidir. Fazla bilgi sahibi

olmak akýllý olmak anlamýna gelmez.

40

Page 44: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Bakara sûresi 171. âyetinde,

"Ve meselülleziyne keferu kemeselilleziy

yen'ýku bima lâ yesme'u illâ du'aen ve nida-

en summün bükmün umyün fehüm lâ ya'ký-

lun."

"Ve kâfir olanlarýn misali, bir çaðýrýþ ve ni-

dadan baþkasýný iþitmeyene baðýranýn mi-

sali gibidir. Saðýrdýrlar, dilsizdirler, kör-

dürler de akletmezler." buyrulmaktadýr.

Âyette Allah'ýn nizamýna uymayanlarýn hiçbir þe-

kilde doðru yürüyemeyecekleri anlamýnda bir hatýrlatma

ve uyarma vardýr.Kur'an aklý kullanmayý önemsemiþtir,

aklýn ilâhî yaratýcýya karþý kullanýlmasýný deðil.

Aklý doðru kullanmayanlar hayatý ve ilâhî nizamý

hiçbir zaman tam manasý ile kavrayamazlar. Onun için

kiþi, Allah'ýn ilâhî nizamýna uyarsa bu kendi lehine olur

ve sýrat-ý müstakim üzere yürümüþ olur.

Ýnsanlar kendi akýllarý ile yaratýcý icat etmek iste-

mektedirler. Tarihte akýl tarifi yapýlýrken birçok ifadeler

kullanýlmýþtýr. Müspet ve menfi olarak aklý bölenler ve

aklý çeþit l i þekilde ifade edenler çýkmýþtýr. Ancak

Kur'an'da bahsedilen akýl kelimesi araþtýrýldýðýnda çok

deðiþik bir þekilde ifade edildiði görülecektir

41

Page 45: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Allah'ýmýz kendisinden lütfetmiþ olduðu ilâhî husu-

siyetleri kulun idrak edip bilmesi için ona akýl vermiþtir.

Yani, Allah'ýn ilâhî programýný tatbik edebilmesi için kul

ak l ýn ý ku l lanmak durumundadý r. Ancak beþer, ak l ý

A l lah'a karþý kullanmak gibi hiç de yerinde olmayan bir

yola tevessül etmiþtir.

Akýl, Allah'ýn lütfetmiþ olduðu rahmeti Allah'ýn ar-

zusuna uygun olarak kullanmakla asliyetini bulur. Akýl

mevcut âlemde ilâhî âleme hazýrlýk yapýlabilmesi için

nâsâ bir rahmet olarak verilmiþtir.

42

Page 46: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Va h i y Ý l e A k l ý nK a r þ ý l a þ t ý r ý l m a s ý

B i sm i l l a h i r r a hman i r r a h im

Ýnsanlar neden vahiy ile aklý hep karþý karþýya

getirmiþler ve ikisi arasýnda kalmýþlardýr? Öncelikle bunu

anlamak icap eder. Vahiy konusu hususi olarak Allah'ýn

seçtiði gönüllere lütfetmiþ olduðu bir ikram-ý ilâhîyesidir.

Bu mümtaz gönüller Allah tarafýndan vazifelendirilmiþ

kiþilerdir. Bu gönüller gerçekte vahyin geçerli olduðunu

ifade edip anlatmýþ ve insanlarý uyarmýþlardýr. Vahiy

alan gönüller, kendi ilham ve beyanlarýnýn akýl mahsulü

olmadýðýndan hareketle vahyi izah etmiþ ve açýk-

lamýþlardýr. Buna karþýlýk bu devlete ermemiþ olan kim-

seler de okuyup, araþtýrarak yaptýklarý çalýþmalar netice-

sinde vahyi reddedip kendi araþtýrmalarý ile ulaþtýklarý

sonuçlarý doðru kabul etmek zan ve zehabýna kapýlmýþ-

lardýr.

Akýlla bu iþlerin olabileceðini iddia edenler ortaya

yeni ve orijinal bir bilgi koyamamaktadýrlar. Buna rað-

men vahiy alan gönüllerin söyledikleri sözler üzerine

deðerlendirme yapmaktadýrlar.

43

Page 47: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Aklý vahye karþý müdafaa eden kiþiler eðer aklýn

din ve maneviyat iþlerini ve diðer ilmî konularý organize

edebileceðini düþünüyorlarsa o zaman insanlarýn birçok

keþif ve icatlarý ilk zamanlarda ortaya koymalarý gerekir-

di. Oysaki dünya yaþamý içerisinde gerekli olan þeyler

Allah'ýn arzusu ve programý dahilinde belirli bir zamana

yayýlarak ortaya çýkmýþtýr.

Bunun yanýnda þairlerin þiir yazmak için ilham

bekledikleri ve bilim adamlarýnýn bir konu hakkýnda

uzun yýllar çalýþmalarýna raðmen bir neticeye varamadýk-

larý ancak Rabbimizin verdiði ilham ile iþlerini netice-

lendirdikleri görülmektedir.

Einstein'ýn uzun yýllar süren çalýþmalarý sonucunda

Rölativite (Ýzafiyet) Kuramý'ný ortaya attýðý bilinmekte-

dir. Albert Einstein, "Din duygusu ne zaman kaybol-

sa, bilim, ilhamý olmayan bir deneyciliðe dönü-

yor." demiþtir. (Letter to Maurice Solovine,1 Ocak, 1951; Eins-

tein Archive 21-174, 80-871,) ve bir sözünde de; "Tabiatta

öylesine yüksek bir akýl kendini gösteriyor ki, in-

sanýn en ince düþünceleri ve buluþlarý bu aklýn

yanýnda sönük bir gölge gibi kalýyor." demiþtir.

Ýlham hiçbir þekilde kayda girmeyen ve hiçbir

yerde kaydý olmayan mantýk ile sýnýrlanamayan bir

konudur. Atom parçacýk teorisi maddenin hiçbir zaman

44

Page 48: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

'yok ' olamayacaðýný, ancak baþka bir hale dönüþebile-

ceðini söylerken, Ýngiliz bilim adamý Stephen W. Haw-

king yýllar önce kara deliklerin içinde maddelerin yok

olduðunu iddia etmiþtir. Ancak Hawking kendi geliþtirdi-

ði kara delik teorisinden otuz yýl sonra yanýldýðýný itiraf

ederek geri adým atmýþ ve kara deliklerin maddeleri yok

etmediðini söylemiþ ve düþüncesini deðiþtirmiþtir.

Velâyet gönüllerinin söyledikleri sözler ise hiçbir

zaman deðiþmemiþtir. Hz.Süreyya Ýngiltere'nin kahr-ý

zemine gireceðini 1910 senesinde (6 Rabiulahir1328) beyan

buyurmuþtur. Bugün buzullarýn erimesi ve denizlerin

yükselmesi ile Britanya adalarýnýn tehlikede olduðunu

Ýngiltere hükümeti açýklamýþtýr.

Uzay araþtýrmalarý yapan kurumlarýn, yaptýklarý

araþtýrmalar sonucunda Kur'an'ýn mucizelerini görüp de

hâlâ iman etmemesi akýl iþi deðildir.

Dünyanýn manyetik alanýnýn bozulduðu ilham ola-

rak birçok kardeþimizde de zuhur etmiþti. Þimdi bunun

tatbikatýný yaþýyoruz.

Kur'an'da Rahman sûresi 17. âyetinde,

"Rabbü'l meþrikayni ve rabbü'l maðribeyn."

45

Page 49: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

"Rabbidir iki doðunun ve Rabbidir iki

batýnýn" buyrulmaktadýr.

O halde güneþin iki ayrý yerden doðmasý ve iki

ayrý yerden de batmasý söz konusudur.

Akýl, Allah'a uyarsa akýldýr. Yoksa akýl olmaz.

Ýnsanlar dini bir kenara koyup her þeyin üzerinde ilim

vardýr demekte ve böylelikle Allah ile ilmi ayýrmaktadýr-

lar. Hâlbuki Ýlim de Allah'ýndýr.

Nübüvvet ve velâyetin beyanlarýna tâbi olmak

maksadý ile hareket eden insanlarýn hiçbirisi bugüne ka-

dar yanýlmamýþtýr. Çünkü vahiy ve ilham, ilâhî yaratýcý

olan kudretin lütfettiði bir ikramdýr. Esasýnda bütün in-

sanlar ilham ile hareket ederler. Akýl ise kiþideki bu ilha-

mý organize eder. Alýnan ilhamlarýn dünya tatbikatýný

akýl yapmaktadýr. Ancak ilhamý alan ismin mazhariyeti

neyse - müspet veya menfî- onu tatbikata koyar. Yani

kiþi akýlla deðil, Allah'ýn arzusu ile nasibini

bulacaktýr.

Fevkalade ileri mazhariyete ermiþ olan velâyet gö-

nülleri aldýklarý ilhamýn hayýr mý mekir mi olduðunu Al-

lah'ýn lütfettiði isimler ise bilirler. Vahiy ile aklý karþý

karþýya getirmek kadar büyük bir hata olamaz. Esasta

burada insan faktörü vardýr. Allah'ýmýzýn;

46

Page 50: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

"Ve iz kale rabbüke lilmelaiketi inniy

ca'ýlün fiyl'ardý halifeh."

"Hani, Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde

bir halife kýlacaðým" buyurmuþtu." (Bakara

2/30.)

Noktasýnda insanda tatbikata koyacaðý "Ruh",

"Nefis", "Akýl" gibi çeþitli enstrümanlardaki hususiyet-

leri düþünmek lazýmdýr.

Allah'ýn insanlara lütfettiði bu enstrümanlarýn

kiminin diðerine göre daha ileri veya geri olduðu þek-

linde mülahazalar doðru olmasa gerekir. Çünkü Allah'tan

bir emir geldiði zaman bunlarýn hepsi bu emre uymak

mecburiyetindedir. Hangisi bu emre muhalefet edebilir

ki? Hiçbirisi.

Allah'ýmýzýn buradaki hedefi bu enstrümanlar deðil

"Ýnsan" varlýðýdýr. Allah'ýmýz kendisinde asaleten var

olan hasletlerin tatbikatýný insanda namütenahi tatbikat-

lar yaparak göstermektedir.

Akýl ile dini kayýt altýna almak mümkün deðildir.

Din, bütün varlýklarý bu meyanda aklý da kaplamýþtýr.

Çünkü din, Allah’ýn nizam-ý ilâhîyesidir. Allah’ýn dini

içinde her varlýðýn bir yeri ve makamý vardýr. Aklýn ken-

47

Page 51: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

disini din yerine koymasý mümkün deðildir. Çünkü akýl,

din konusunda yeterli deðildir.

Din, Allah’ýn düsturuna uymaktýr. Din, Allah’ýn ni-

zamý olarak bütün varlýklarý kapsamaktadýr. Ancak iman

daha farklý bir konudur. Kiþinin imaný vardýr, ama din

anlayýþýnda eksik olabilir. Mesela gayr-i müslimlerin de

kendilerine göre inançlarý vardýr ancak, din anlayýþý ko-

nusunda eksiktirler.

Burada peygamberler önem kazanmaktadýr. Çün-

kü dini va’z eden peygamberlerdir. Peygamberlerin getir-

diði din anlayýþýnda Allah’ýn arzu ettiði iman anlayýþý

vardýr. Onun için Sevgili Efendimiz; “Ya Rabbi! Sen

kendini övdüðün gibisin.” buyurmuþlardýr.

Hz. Mevlâna; “Ýfsat eden bu aklý sat, elden çý-

kar, hayret ve hayranlýðý satýn al. Böyle akýl bir

zan ve vehim kaynaðýdýr. Hayranlýk ise farklý bir

bakýþ ve görüþtür. Aklý Hz. Muhammed’e (s.a.v)

kurban et. Sonra da Allah bana yeter de” buyur-

maktadýr.

A’raf sûresi 155-156. âyetlerinde,

"Vahtare musa kavmehu seb'ýyne recülen

limiykatina felemma ehazethümürrecfetü

48

Page 52: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

kale rabbi lev þi'te ehlektehüm min kablü

ve iyyaye etühliküna bima fe'alessüfehaü

minna in hiye illâ fitnetüke tüdýllü biha

men teþaü ve tehdiy men teþa'ü ente

veliyyüna faðfir lena verhamna ve ente

hayrülðafiriyne vektüb lena fiy hazihid-

dünya haseneten ve fiyl'ahireti inna hüdna

ileyke kale azabiy üsýybü bihî men eþa'ü ve

rahmetiy vesi'at külle þey'in feseektübüha

lilleziyne yettekune ve yü'tunezzekata

velleziyne hüm biayatina yü'minune."

"Ve Musa mîkatimiz için kavmini yetmiþ er

kiþi olarak ihtiyar etmiþti. (seçmiþti) Ama

onlarý bir sarsýntý yakalayýnca, "Rabbim,

dedi. Eðer dileseydin onlarý bundan önce

helâk ederdin ve beni de… Bizi içimizden

bazý sefihlerin fiiliyata koyduklarý yüzün-

den helâk mý edeceksin? Muhakkak ki bun-

da illâ bir imtihanýn vardýr. Onunla diledi-

ðini dalâlete düþürür dilediðini de hidayete

erdirirsin. Sen bizim velîmizsin artýk bizi

baðýþla ve bize rahmet eyle ve sen baðýþla-

yanlarýn en hayýrlýsýsýn. Ve bize bu dünya-

da hasene yaz ve ahirette de. Muhakkak ki

biz sana yol tuttuk." Allah buyurdu ki;

"Azabým, ben onunla isabet ederim diledi-

49

Page 53: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

ðime, ve rahmetim her þeyi vasi oldu (kap-

sadý). Ama onu (rahmetimi) özellikle takva

edenlere ve zekâtý verenlere ve âyetlerime

iman edenlere yazacaðým." buyrulmaktadýr.

Bizce bu akýl furyasý içerisinde ortaya atýlan,

"Rasyonalizm (akýlcýlýk) felsefesi emperyalist devletlerin

diðer devletler üzerinde kurmaya çalýþtýðý tahakkümün

bir neticesidir. Yani, "Biz akýllýyýz sizin tanrýnýz da biziz o

halde siz bizi dinleyin ve bizim dediklerimizi yapýn" de-

mek istemektedirler. Nitekim yaptýklarý tatbikatlar bu

eðilimi taþýdýklarýný göstermektedir.

Velâyet Allah'ýn tevhidini anlatýr. Ehli zahir de,

"Allah bi rd i r " demekte ancak ve lâyet an lay ý þ ýn ýn

z ýdd ý o lan dünyevî b i r görüþ i le A l lah'ý tarife çalýþ-

maktadýr.

Akýlcýlýk yolu ile Avrupa ileri gidince, "Ýþte her

þey akýlmýþ" diyen ulema-i rüsûm, þimdi de aklý en yu-

karda mütalaa etmekte; ‘Avrupa akýl ile böyle ileri gitt i ’

d iyerek , ak l ý maneviyat ta da ku l lanmak sure t i i l e

A l lah'ýn vahdaniyetini akýl ile tarife kalkmaktadýrlar. Ba-

t ýdak i 'akl î i l imler ' i l e maneviyat ý baðdaþ t ý rmaya

ça l ý þmakta ve aklý batýnýn rasyonalizmi (akýlcýlýk) ile öz-

deþleþtirmektedirler.

50

Page 54: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Ulema akýl yolu ile maneviyatý tarif edince dünya

yaþamý da geri kalmýþtýr. Ýslâm imanýna tabi olunduðun-

da ve dine uyulduðunda ise büyük imparatorluklar

kurulmuþtur.

Ýslâm'ýn ise kendine mahsus hususiyetleri vardýr.

Peygamberimiz Allah'ý nasýl tanýyýp bileceðimizi ve onu

nasýl zikredeceðimizi bildirmiþtir. Meþru olan Peygambe-

rimizin bildirdikleridir. Bu, Allah'ýn kendini anlatmasýdýr.

Allah'ýn Peygamberimizle bildirdiði þekilde Allah'ý tarif

ve tavsif etmek gerekir bunun dýþýndaki fikirler ile Allah'ý

zikretmek makbul olmaz.

Müsteþrikler ve bu fikirde olanlar akýl ile Allah'ý ta-

rif etmeye çalýþmaktadýrlar. Akýl ile Allah'ý tarif etmeye

kalkýnca da bu konuda söz sahibi olduklarýný düþünmek-

tedirler. Allah'ýn kendisini peygamberi ile beyan ettiði

tarif ise onlara ters gelmektedir. Kendi fikriyatlarýnda ta-

rif etmek suretiyle sanki konunun hâkimi gibi oluyorlar.

Batýda ve Ýslâm'da Allah'ý akýl ile tarif etmeye çalýþanlar,

yani Allah'ý kendi arzularýna göre tarif edenler ayný para-

leldedirler. Onlar bir Mürþid'e baðlanmayý zül kabul

ederler.

Gerçek iman edenler ise bunlarýn dýþýndadýrlar ve

bir "gönle" baðlanarak ahz-ý feyz etmektedirler. Aslýnda

o gönül ilâhî bir okuldur.

51

Page 55: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Ýlk günden beri dünyada din birdir. Ýnsanlarýn ço-

ðunluðunun kendilerinin Hz. Âdem'den yaratýldýðýný ka-

bul edip "Ama benim dinim baþka" demesi tuhaf bir

mânâ taþýmaktadýr.

A’raf sûresi 51. âyetinde,

"Elleziynettehazu diynehüm lehven ve

le'ýben ve ðarrethümülhayatüddünya felyev-

me nensahüm kema nesu likae yevmihim

haza ve ma kanu biayatina yechadune."

"Dinlerini eðlence ve oyun edinenler ve

dünya hayatýnýn aldattýklarý artýk bugün-

lerine mülâki olacaklarýný (karþýlaþacak-

larýný) nasýl unuttular ve ayetlerimize

karþý mücahede (karþý koydularsa) ettilerse

biz de onlarý böyle unuturuz." buyrulmakta-

dýr.

Akýllý ve akýlsýz insanlarýn beyinleri deðiþtirilse da-

hi akýllarý deðiþmez. Çünkü Allah’ýn kullardaki mazhari-

yeti ne ise, onlarýn akýllarý da o mazhariyette devam

eder. Maneviyât Allah’ýn arzusudur. aklý deðiþtirmekle

maneviyat deðiþmez. Bu konu manevî olarak deðerlendi-

rilmelidir. Allah’ýn her kiþideki tecelliyat arzusunu dikka-

te almak icap eder.

52

Page 56: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Akýl güzel bir þey midir? Elbette güzeldir. Âlim bir

insanýn beyni cahil bir kimseye verilse, cahil olan kimse

âlim olmaz; yine cahil kalýr. Allah'ýn o vücûd varlýðýnda-

ki görünme arzusu ne ise o vücûd o arzuyu yaþar.

Bir söz vardýr; “Akýllar pazara çýkmýþ herkes kendi

aklýný almýþ” diye. Herkesin kendi aklýna olan bu tevec-

cühü esasta kiþinin Allah'ýn kendi vücûdundaki tecellisi-

ne olan talebidir. Allah'ýn arzusu söz konusu olunca iþ

deðiþir. Takdir Allah'a aittir.

Allah aklý bir vasýta olarak yaratmýþ ve onun nasýl

kullanýlacaðýný yine kendisi tarif etmiþtir. Eðer böyle bir

þey o lmasaydý , yani ak ý l ‘yarat ý lmýþ ’ o lmasaydý ,

A l lah'ýmýz akýl ile ilgili yönlendirme yapmazdý. Çünkü

buna ihtiyaç duyulmazdý. Dikkat edilirse Allah'ýmýz yer-

yüzünde sadece insan varlýðýna ikaz yapmaktadýr. Çünkü

insan bütün varlýklarýn üzerinde olarak ekmel bir yaratý-

lýþla yaratýlmýþ ve tezyin edilmiþtir. Diðer varlýklarýn böy-

le bir sorumluluðu bulunmamaktadýr.

Akýl, Allah tarafýndan yaratýlmýþ ilâhî bir lütuf ol-

duðuna göre, onun nasýl kullanýlmasý gerektiði ile ilgili

bilgiler de elbetteki Allah'ýmýz tarafýndan tayin ve tespit

edilecektir. Kur'an'da bunun misalleri mevcuttur.

Kur'an'da aklýn nasýl kullanýlacaðýnýn usul ve þekilleri

vardýr. Dünya yaþamýnda kullandýðýmýz akýl, insanýn ahi-

53

Page 57: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

rette nasýl bir yaþam sürdüreceðini de belirler. Nitekim

Sevgili Efendimiz hadîs-i þerîflerinde; "Nasýl yaþarsa-

nýz öyle göçersiniz; nasýl göçerseniz öyle haþro-

lursunuz." buyurmuþlardýr.

Yunus sûresi 101. âyetinde,

"Kulinzuru maza fiy's semavati ve'l ardý ve

ma tuðniy'l ayatü ve'n nüzürü an kavmin lâ

yü'minun."

"Semavat' ve 'Arz'da ne varsa nazar edin,

de. Ne ayetler, ne de uyarýlar iman etmeyen

bir kavmi müstaðni kýlmaz. (fayda vermez)"

buyrulmaktadýr.

Yusuf sûresi 111. âyetinde ise,

"Lekad kâne fiy kasasýhim ýbretün liuliy'l

elbab ma kâne hadiysen yüftera ve lâkin

tasdiykalleziy beyne yedeyhi ve tefsýyle

külli þeyin ve hüden ve rahmeten likavmin

yüminun."

"Andolsun ki, onlarýn kýssalarýnda (gönül)

sahipleri için ibret vardýr. (Kur'an) uyduru-

labilecek bir söz (hadis) deðildir. Fakat

54

Page 58: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

kendinden öncekileri (ellerinde bulunan

Tevrat ve Ýncil’i) tasdik eden, her þeyi taf-

sil eden (tafsilatlandýran) ve inanan bir

toplum için de bir hidayet ve bir rahmet-

tir." buyrulmaktadýr.

Her insanda beynin a l t ta ra f ýnda mevcut o lan

"Beyincik"in her insanýn "Levh-i Mahfuz"u olduðu

söylenmiþtir. Bir kimse kendi Levh-i Mahfuz 'unda olma-

yan bir þeyi yapmaya kalkýþtýðýnda, beyincik tarafýndan

Levh-i Mahfuz programýnda yazýlý olan ve Allah'ýn takdir

etmiþ olduðu programý yerine getirmesi için uyarýlýr.

Akýl ile giden ve maneviyatý geri planda býrakan

kiþilerin bu halleri makbul olmasa gerektir. Her insanýn

kendi mazhariyeti icabý ortaya koyduðu iþler Allah’ýmýzýn

‘Musavv i r ’ i smin in b i r ne t ices id i r. Var l ýk la r ýn f i i l l e -

r i A l lah’ ýn esmas ýna bað l ýd ý r. Her var l ýk görmes in i

A l lah’ýn ‘Basir’ isminin fiili icrasýna baðlý olarak yap-

maktadýr.

Bugün dünyada din, bilim ve akýl tartýþmalarýnýn

devam ettiði görülmektedir. Ancak akýl noktasýný tercih

edenlere þunu sormak lazýmdýr: Sizler kendi varlýðýnýzýn

hakikati hakkýnda yeterli bir bilgiye sahip misiniz? Yani

varlýðýnýz hakkýnda yeterli bilginiz var mýdýr ki, o varlýðýn

b i r parças ý o lan ak ý l noktas ýn ý ön p lana ç ýkar ýp

konuþuyorsunuz?

55

Page 59: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Velâyetin anlayýþýnda, Allah’ýmýz her varlýðý yarat-

mýþ, ayný zamanda insana birçok hasletler vermiþtir.

Ýnsanda mevcut olan bu hasletler de bir varlýktýr. Sevgi,

aþk, düþünce, akýl, mantýk, kalp hepsi yaratýlmýþtýr.

Bir insan bir kitap yazýyor. O kitap onu yazan kim-

senin düþüncesidir. O zaman düþüncenin kendisi de

yaratýlmýþ olmuyor mu? Bütün varlýklarý Allah’ýn eseri

olarak görmek icap eder.

Her yaratýlan varlýk kendi asliyet-i ilâhîyesini ikrar

etmek mecburiyetindedir. Eðer bu ikrar olmazsa Allah o

varlýklarý helâk eder. Nitekim dikkat edilirse Allah’ý ikrar

etmemiþ olan beþer, Allah’ýn nizamýna uymadýðýndan

makbul tutulmamýþtýr

Allah’ýmýz insanda bu tatbikatý yapacaðýný lütfedip

bildirdiðine göre, insanda ariyeten var olan hasletlerin

asliyetini ikrar ve tasdik etmesi lazýmdýr. Nasýl ki, kalp

Allah’ý zikrettiði zaman tatmin oluyor, o halde akýl da Al-

lah’ýn varlýðýný idrak ederse kendi asliyetini ikrar ile sü-

kûn bulur. Ýþte bugün akýl ve din münakaþasýndaki husus

budur. Akýl, Allah’ý ikrar ve tasdik ettiði taktirde kendi

asliyetini ikrar ve tasdik etmiþ ve Allah’ýn nizamýna uy-

muþ olur. Maalesef bugün bu bilgiye itiraz edilmektedir.

Nasýl ki faiz konusunda Allah’ýmýz; “Paranýn alýnýp sa-

týlmasýna ticaret gibidir demeyin.” buyuruyorsa bu

da benzer bir husustur.

56

Page 60: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Para bir ticaret metaý olarak alýnýp satýlýrsa, herkes

ticareti ve kazancý faiz olarak yapmaya kalkarsa ziraat,

ticaret ve sanayi yok olur. Allah’ýmýz bu düþünceyi kabul

etmeyin buyurmaktadýr.

Akýl, Allah’ýn ona verdiði vazifeyi ifa etmektedir.

Aklý Allah’ýn varlýðýnýn dýþýnda deðerlendirmek hatadýr.

Akýl ancak iman ile baki kalabilir. Aklý imanýn karþýsýna

çýkarmamak icap eder. Kiþi inanýr veya inanmaz, ancak

inançsýz olanýn aklý mehaz olarak kullanarak ilâhî yaratý-

cýyý inkâr etmesi hatadýr.

Dünya yaþamý için verilen akýl dünyada vazifesini

tamamlar. Ahirette ise vücud azalarýnýn tamamýnýn Al-

lah’ý ikrar etmesi lâzýmdýr. Ýnsan bütün azalarý ve haslet-

leri ile, bütün düþünce ve fikirleri ile Allah’ýn varlýðýný ik-

rar ettiyse hakikati tasdik etmiþ ve Allah’ý zikretmiþ olur.

Böylece o kimsenin enfusî mânâda kýyameti tamamlan-

mýþ olur. Gerçek þudur ki, kýyamet, Allah’ýn insandaki

arzusu ile kaimdir. Yani Allah’ýn o insandaki dünya yaþa-

mý için arzusu nihayete ermiþse o insanýn kýyameti kop-

muþ demektir.

Vahyi akýl ile deðerlendirmeye kalkmak en büyük

hata o l sa gerek t i r. Çünkü ak ý l yara t ý lmýþ t ý r. Vahiy

i se Hüve’nin kelâmýdýr. Yaratýlan bir þey ile yaratana

karþý muhalefet etmek en büyük hata olsa gerekir. Vahiy,

57

Page 61: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Allah'ýn kendinden kendine lütfettiði hususi arzusudur.

‘Hüve 'nin her varlýða lütfettiði makam ve arzuya göre

vahyettiði görülmektedir. ‘Hüve’ kendi göründüðü gönül

ile halka vahyeder. Vahyi idrak edemeyenler vahyi nasýl

tarif edebilir? Vahyi idrak edememiþ kiþiler, ‘vahiy var-

dýr-yoktur’ çekiþmesinde bulunmaktadýrlar.

B i r k imsenin ak l ýndan geçen ler te lepat i yön-

temiy le öðrenilebilmektedir; ancak kalpten alýnan il-

hamlar ve onda cereyan eden zuhuratlar Allah'ýn sýrr-ý

yeddinde mahfuzdur; bir baþkasý tarafýndan bilinmesi

mümkün deðildir. Çünkü kalp, Allah'ýn kudret elindedir.

Akýl çözülebilir; çünkü akýl dünya yaþamýnýn iþleyiþine

göre çalýþmaktadýr. Kalp âlemi ise bu dünya yaþamýnýn

fevkindedir.

Balýða ‘su diye bir þey yoktur’ denirse bu biraz

tuhaf olur. Balýkta akýl yoktur derler; hâlbuki bütün var-

l ýklarda akýl vardýr. Çünkü manevîyatýn dýþýndaki

yaþamýn kontrol merkezi beyindir. Vücuttaki bütün

organlarý idare eden beyindir. Vücuttaki çalýþmalarýn

nasýl olacaðýna beyin karar vermektedir.

Kiþinin aldýðý ilaç yararlý mý deðil mi, yenilen gýda

kiþiye yararlý mý deðil mi, acý-tatlý bütün bu hususlara

beyin karar vermektedir. Öyleyse beyin hem vücudu

hem de Allah'ýn kiþinin gönlüne indirmiþ olduðu ilâhî

58

Page 62: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

ilhamý tahlil ederek buna uyulmasý gerektiðini de kiþiye

bildirir. Beyin bu muhakemeyi yaparak "Evet bu beni de

yaratan Allah'ýn kelâmýdýr." Der. Demek ki ne ketum bir

durum var ki, bunu gördükleri halde kiþiler Allah'ý inkâr

etmeye kalkmaktadýrlar.

Akýl; Allah'ýmýzýn yarattýðý ilâhî bir enerji olarak da

deðerlendirilebilir. Bu enerji varlýklarda Allah'ýn onlara

lütfettiði makam ne ise ona göre, yani o varlýklarýn maz-

hariyetleri ölçüsünde tezahür eder. Bu tezahür Allah'ýmý-

zýn onlardaki arzusudur.

Allah yarattýðý her varlýða merkez olarak vazife

görsün diye 'akýl ' vermiþtir. Ancak insandaki akýl çok

daha ileri bir mazhariyet taþýr. Her varlýða yaratýlýþ esa-

sýna göre bir merkez verilmiþtir. Allah'ýn arzusunu tatbi-

kata koyacak merkez, akýldýr. Akýl bir yerde vekil görevi

yapar. Ancak bugün akla ayrý bir kudret verildiði hatta

akýl ile ilâhî kudretin karþý karþýya getirildiði görülmekte-

dir.

Akýl, ilk yaratýlan sýfatlardandýr. Akýl hususiyetinin

baþlangýcý 'ilâhî akýl 'dýr. Allah'ý temsil eden insan varlý-

ðýnda aklýn bütün varlýklar üzerinde bir hususiyeti vardýr.

Akýl, bir arzunun tatbikatta lazým olan tertibini düzenler,

fakat Allah'ýn böyle bir þeye ihtiyacý yoktur.

59

Page 63: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Allah âlemleri aklýn fevkinde bir arzu ile meydana

getirmiþtir. Yani kendinden kendine olan aþkýnýn tezahü-

rü olarak âlemleri yaratmýþtýr. Akýl ise sonradan yaratýl-

mýþtýr. Allah âlemleri Deryayý Nuru Muhammed arzu-

su ile meydana getirmiþtir Deryayý Nuru Muhammed teþ-

kilatlandýktan sonra, akýl yaratýlmýþtýr. O halde aþk ile

ak l ý kar ý þ t ý rmamak laz ýmdý r. A l lah ' ýn Deryay ý Nuru

Muhammed arzusunun tatbikatý, elbette bir hususiyet ar-

zeder. Ve bu akl-ý küll olarak deðerlendirilebilir.

Âlemlere nazire olarak yaratýlan insanda en yük-

sek mertebede olan beyin(akýl) ve merkezde olan kalp

(gönül)tir. Aklý gönle tabi kýlan için yükselme baþlar. Ýn-

san vücudunun aþaðý mertebelerinde sindirim, sistemi

vb var. Elbette bunlar da lüzumludur ama makamlarý de-

ðiþiktir. Ýnsan ilâhî âlemler için bu tertibe nazire teþkil

eder.

'Esfele Safilin ' aþaðýlarýn en aþaðýsýdýr, yani ta-

ban makamýdýr. Ýnsan varlýðýnýn iþleyiþ teþkilatý, âlemle-

rin de bir sembolüdür. Demek ki âlemlerde ulvî bir bir-

liktelik var. Ýlâhî âlemlerdeki halin ne kadar ulvi olduðu-

nun idrakinde deðiliz. Ama bütün âlemler insana nazire-

dir.

Þüphesiz akýl bir varlýktýr ve kendiliðinden olma-

mýþtýr. Kendisine sahip de deðildir. Akýl bir baþka varlýk

60

Page 64: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

tarafýndan yaratýlmýþtýr. Allah'tan baþka hiç bir varlýk

kendisine sahip deðildir. Varlýklarý halden hale tahvil

eden Allah'týr.

Balýklar suda yaþar. Su yoksa balýk da yoktur. Ýlâhî

deryada hâsýl olan insandýr. Ýlk yaratýlýþta Akl-ý küll yara-

týlmýþtýr. Her varlýk Akl-ý küll'den hâsýl olmuþtur. Allah

vahyettiði bütün varlýklarda, aldýklarý vahyi kendi varlýk-

larýnda Allah'ýn arzusuna göre düzenleyen akýl merkezini

lütfetmiþtir. Her varlýkta akýl vardýr. Hayvanlarda da akýl

vardýr. O da ancak o varlýðýn ihtiyaçlarýný temin içindir.

Nahl sûresi 68-69. âyetlerinde,

"Ve evha rabbüke ilennahli enittehýziy mi-

nelcibali büyuten ve mineþþeceri ve mimma

ya'riþune sümme küliy min küllissemerati

feslükiy sübüle rabbiki zülûla yahrücü min

bütuniha þerabün muhtelifün elvanühü fiyhi

þifaün linnasi inne fiy zalike leayeten likav-

min yetefekkerun."

"Ve Rabbin balarýsýna "daðlardan ve aðaç-

lardan ve arþ ettiklerinden (çattýklarýndan)

evler edin, diye vahyetti. Sonra semerelerin

küllîsinden ye de Rabbinin sebillerini (yol-

larýný) zillet (boyun eðerek) ile sülûk et.

61

Page 65: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

(takip et)" Onlarýn batýnlarýndan içinde nas

için þifa olan muhtelif renklerde içecekler

çýkar. Muhakkak ki bunda tefekkür eden

(düþünen) bir kavim için elbette bir âyet

vardýr." buyrulmaktadýr.

Her þey Akl-ý Küll'den hâsýldýr. Akl-ý Küll kendin-

den teþkilatlandýrdýðý varlýklar için lüzumlu bir faktördür.

O'nun Zâtýnýn deðiþmesi olmaz, nizamý ise devam-

dadýr. Tecelliler ise daima deðiþir. Bu, Allah'ýn meydana

getirdiði bütün varlýklarda görülür. Zât ise deðiþmez.

Âlemleri kendinden halk eden Allah, isim ve sýfatlarla

evreni þekillendirmiþtir. Böylelikle Rûm sûresi 11. âyetin-

de belir tilen husus vuzuha kavuþur;

"Allahü yebdeü'l halka sümme yüýydühü

sümme ileyhi türceun"

"Allah ibda (yaratýr) eylemiþtir mahlûkatý

sonra onu iade eder (geri çevirir) sonra ona

döndürülürsünüz."

62

Page 66: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Va h y e U y a n A k ý l ( A k l - ý S e l î m )

B i sm i l l a h i r r a hman i r r a h im

Akýl ile vahiy nasýl baðdaþtýrýlýr? Maneviyatý akýl

ile deðerlendirenlere þunu sormak icap eder: Mademki

maneviyatý akýl ile belirlemek imkâný vardý, o halde niçin

vahiy ile gelen peygamberler beklenmiþtir?

Peygamberler olmadan akýl ile maneviyatý hallet-

mek mümkün deðildir. Bugün maneviyatý akýl ile deðer-

lendirenler bir taraftan da kendi akýllarý ile deðerlendir-

dikleri Mehdi, Ýsa gibi gökten inecek kurtarýcýlar bekle-

mektedirler.

Akýl inkâr edilemez ama aklý kendi makamýna

oturtmak icap eder. Akýl yaratýlmýþ bir varlýktýr. Allah'a il-

tica eden, aklýný itaatli ve hayýrlý bir hale getirmiþ de-

mektir. Maneviyatta "akl-ý selîm" tabiri vardýr. Akl-ý se-

lîm selamette olan akýldýr. Yani Allah'ýn ve Peygamberi-

nin emirlerine itaatli olan akýldýr.

Akýl mühim bir þeydir. Allah’ýmýza sonsuz þükürler

olsun ki, insanlara bu kadar kýymetli bir lütüf vermiþtir.

63

Page 67: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Ýnsan, Allah’ýn yarattýðý aklý hiç bir zaman Allah’a karþý

kullanmayý düþünmemelidir. Akýl, yaratýlmýþtýr. Allah

yaratandýr ve bakidir.

Akýl meçhul bir güç ile deðil, Allah'ýn müdahalesi

ile iþlev görür. Kendi baþýna idrak etme gücüne sahip

olmadýðýndan herkesin aklý deðiþik çalýþýr ki, bu o kulda-

ki Allah'ýn arzusudur. Her kul deðiþik düþünür. Herkes

Allah’ýn verdiði ilhama göre düþünür. O halde hüküm

Allah’ýndýr. Çünkü kulu hakkýnda doðru veya yanlýþ hük-

münü yine Allah verecektir.

Aklýn insanýn her türlü faaliyetinde hayrý þerden,

iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayýrmada ve varlýklarýn

Allah'ýn tecelliyatýndaki deðiþikliðini idrak etmede bir

enerji olarak vazifesi vardýr. Kur'an-ý Kerîm'de bir çok

âyet akýldan ve onun insan hayatýnda oynadýðý mühim

rolden bahsetmektedir. Tirmizî'den rivayet edilen bir ha-

dis-i þerifte Sevgili Efendimiz "Keyyis" kelimesini zikret-

miþler ve “Keyyis (akýllý, anlayýþlý) kendini kontrol

eden ve sonrasý için hazýrlýk yapan kimsedir.” bu-

yurmuþlardýr.

Aklý vahye tercih edenlere þunu da sormak icap

eder: Beþeriyetin inkâr edemeyeceði bir gerçek var ise o

da ölümdür ki, kiþi öldüðünde kendisine dünya yaþamýn-

da verilen her þeyi terk eder. Þimdi sormak lazýmdýr,

64

Page 68: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

kiþiler öldükleri ve ilâhî âleme intikal ettikleri zaman

akýlsýz mý gidiyorlar? Ahirette kendilerini aldatanlarý ne

ile itham edeceklerdir? Ahirette olan ilâhî akýldýr, Ruhta

dünya hayatýndaki olaylarýn kaydý da vardýr.

Ýbrahim sûresi 21. âyetinde,

"Ve berezu lillahi cemiy'an fekale'd du'afaü

lilleziyn'estekberu inna künna leküm te-

be'an fehel entüm muðnune anna min aza-

billahi min þey' kalu lev hedanallahü lehe-

deynaküm sevaün aleyna ecezý'na em saber-

na ma lena min mahýys."

"Ve cemisi (hepsi) Allah için bariz olduk-

larýnda zayýflar istikbar (kibirlenenler)

edenlerine "Muhakkak ki biz sizlere tâbi

olduk. Hani Allah azabýndan bir þeyi (dahi)

bizden savabilir misiniz? "Derler ki; "Eðer

Allah bize hidayet etseydi elbette size

hidayet ederdik. Artýk sýzlansak da de,

sabretsek de bizim için müsavidir. (ayný

seviyededir) Bize sýðýnacak bir yer yoktur."

buyrulmaktadýr.

Demek ki Allah’ý inkâr eden dünya aklý ilâhî

âlemde bir fayda saðlamayacaktýr.

65

Page 69: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Furkan sûresi 27-29. âyetlerinde ise,

"Ve yevme yeaddu'z zalimü ala yedeyhi ye-

kulü ya leytenittehaztü mea'r resuli sebiyla.

Ya veyleta leyteniy lem ettehýz fülanen ha-

liylâ. Lekad edalleniy ani'z zikri ba'de iz

caeniy ve kane'þ þeytanü li'l insani hazulâ."

"O gün zalim kimse, ellerini ýsýrýp þöyle di-

yecektir: "Ne olurdu ben de Resûlle bera-

ber bir sebil (manevî yol) tutsaydým Yazýk-

lar olsun bana, keþke falaný asla halil edin-

meseydim! Andolsun o bana geldikten

sonra beni zikirden þaþýrttý. Ve Þeytan

insan için yolda býrakýcýdýr." buyrulmaktadýr.

Manevî konularda yapýlan çalýþmalarý depolamak-

ta akýl kullanýlabilir. Ancak iman, aklý gönle tabi kýlmak-

la mümkün olmaktadýr. Allah'ýn rahmet indirdiði nokta

i le beraber yürünüyorsa o ak ý l se lamet ted i r. Aký l ,

Al lah'tan gelen ilham ve beyanlara uyarsa selim

olur, geliþir güzelleþir.

Sevgili Peygamberimiz; "Akýllý, kendini hesaba

çeken ve ölümden sonrasý için çalýþandýr. Âciz

ise kendisini hevasýna kaptýran ve Allah'tan ol-

mayacak þeyler bekleyendir." buyurmuþtur. (Tirmizi)

66

Page 70: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Allah'ýn insana lütfettiði akýl taþýdýðý hasletler

bakýmýndan çok çeþitlilik göstermektedir. Bütün insanlar

düþünüldüðünde bu çeþitliliðin hudutlarýnýn çok geniþ

olduðu görülmektedir. Bu, Allah'ýn yaratýþýndaki

namütenahi zenginliði göstermesi bakýmýndan enteresan

bir konudur. Ancak bütün bu zenginlik bile Allah'ýn son-

suz ilmi karþýsýnda kýyas kabul etmez.

Ýnsanlar akýl seviyelerine göre deðil Allah'ýn

takdirine göre bir yaþam sürerler. Çok akýllý olan kim-

selerin daha az akýllý olanlardan makam ve mevkî

bakýmýndan yüksek bir noktada olacaðý düþünülmeme-

lidir.

Her þeyin asliyyet-i ilâhîyesinin Allah olduðunu

tasdik etmek icap eder. Allah'ýn kudret-i ilâhîyesini hiçbir

þeyle kýyas etmemek gerekir. Allah’ýn zâtîyyeti, bütün ta-

rif ve tavsiflerin fevkindedir. Çünkü O'nu hakkýyla bile-

meyiz. Ýnsanlar malum olan her þeyi kabul ediyorlar mý

ki, bilmedikleri Allah'ý inkâr ediyorlar?

Ýman hiçbir zaman tam mânâsý ile insanýn çözebi-

leceði bir husus deðildir. Ýman, Allah’ýn kendisinden

kendisine olan inancýnýn bir yansýmasý olarak kulda teza-

hür etmiþtir. Kul, “Ýman ettim” dediðinde sadece kendi

gönlünde mütalaa edebiliyor. Ancak Allah’a göre imanýn

hususiyeti nedir? Yani âlemlerdeki iman nedir? Allah’ýn

67

Page 71: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

bütün âlemlerinde kendinden kendine tatbik ettiði iman

nedir? Bunlarý bilmek mümkün deðildir. O halde iman

tarifi kiþinin kendinde duyduðu iman ile sýnýrlý kalmakta-

dýr. Þu halde imaný tam mânâsý ile bilmek mümkün

olmasa gerekir. Allah'ýn tarif ettiði her þeyi kabul ve ikrar

etmek gerekir.

"Aklýn kabul etmediði þey din olmaz" buyru-

luyor. Peki, akýlsýz insanlarýn ve akýllý olup da dini kabul

etmeyen insanlarýn durumuna bakýldýðý zaman din yok

mu? Onlar kabul etmiyorlar ama din vardýr. Onlarýn ka-

bul ve reddetmeleri dinin varlýðýný ve yokluðunu göster-

mez. Çünkü Allah vardýr, variddir ve tatbikattadýr.

Hüve’t Tevfýku’r Refîk

ELL HACC HÜSEYÝN VEDAD

68

Page 72: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

S o n s ö z

B i sm i l l a h i r r a hman i r r a h im

Allah'ý tam olarak bilmek mümkün deðildir. Ancak

Allah’ýn kendisini Kur’an-ý Kerîm’de ve Hz. Muhammed

(s.a.v) in hadîs-i þeriflerinde tarif ve tavsif ettiði þekilde

idrak etmek doðru bir anlayýþ olur. Bu noktalarýn dikkat-

li bir þekilde ifade edilmesi icap eder. Allah'ý en iyi bilen

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) dir. Çün-

k ü Pe y g a m b e r i m i z b i z z a t A l l a h ' ý n d a v e t i ü z e r i -

n e A l lah'ýmýz ile görüþmek üzere Miraç yapmýþ ve Rab-

bimiz ile konuþmuþtur. Buna raðmen Peygamberimiz Al-

lah ile ilgili olarak hiçbir zaman bir kýsýtlama yapmamýþ

ve "Ya Maruf! Senin künhü hakikatini (zatîyyetini)

hakkýyla arif olamadýk (tanýyamadýk)" buyurmuþtur.

Sevg i l i E f end im i z , Hz . Muhammed ( s . a . v )

"Allah'ýmýz Miraç'ta bana Ali gibi genç bir kiþi

olarak göründü." yani bana bu surette göründü, bu-

yurmuþ ancak, "Sadece O'dur, O þekil ile kýsýtlýdýr." bu-

yurmamýþtýr. Çünkü Allah her þekil ve sûreti sari (sarýcý)

ve câmi (cem eden) dir.

Hz. Ali Efendimiz de miracýný anlatýrken, Hâkkýn

O'na baþka bir surette göründüðünü ifade buyurmuþtur.

69

Page 73: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Çünkü Allah'ýmýz herkese kabul edebileceði bir vüs’at

vermiþtir ve Hâkk, o vüs'ate göre tecelli etmiþtir. Allah,

þekil ve suretten münezzehtir. Allah'ýmýz sonsuz bir

kudret-i ilâhîye olarak kendisini her suretten

izhar eder.

Bütün âlemlerdeki peygamberlik vazifesini kendi-

sinde toplayan Hz. Muhammed (s.a.v)dir. Rabbimiz o

âlemlerde ‘Muhammed’ ismi ile nasýl görünmeyi arzu

ettiyse ona göre bu dünya yaþamýnda da görünmüþtür.

Yani "Ýnsan" olarak. Bu, Allah'ýmýzýn "Ýnsan" varlýðýný

diðer varlýklar içerisinden temeyyüz ettirdiðini iþaret et-

mektedir.

Cebrail Aleyhisselâm Peygamber Efendimize 'Ýn-

san ' suretinde görünmüþtür. Allah'ýmýz halk ettiði varlý-

ðýn hususiyeti ne ise ona göre tecelli eder. Eðer asliyeti

ile tecelli ederse varlýklar buna nasýl tahammül göstere-

ceklerdir?

Nitekim Hz. Abdülkadir Geylâni lisanýndan olarak

Rabbimiz;

E ð e r s ý r r ý m i l e e t s e m t e c e l l i

Y ý k ý l ý r d ü n y a k a l m a z c i b a l i "

buyurmuþlardýr.

70

Page 74: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Allah’ýn tecelliyat ve tatbikat görünmesi

insan sûreti ile olmaktadýr. Peygamber Efendimizin,

"Ya Maruf! Senin künh-ü hakikatini(zatîyyetini)

hakkýyla arif olamadýk (tanýyamadýk)" nebevî beyaný

Allah'ý tam olarak bilmemizin mümkün olamayacaðýný

iþaret etmektedir. Bu hakikat aþikâr iken insanlarýn selbî

deliller subutî deliller diyerek Allah'ýn Allah’lýðýný, tarif

etmeye kalkýþmalarý bu hakikate uymaz. Nazari ilim

Hâkka perdedir. Allah'ý Allah'ýn bildirdiði þekilde bi-

len ler, tasar ru f hakk ý ver i lmiþ gönül le rd i r. Hiç k im-

se A l lah'a isimler vermek ve Allah'a fiiller nispet etmek

hakkýna sahip deðildir. Allah'ýn isim ve sýfatlarýný en iyi

bilenler peygamberler ve velilerdir; çünkü onlar Allah'ý,

Allah'ýn kendilerine bildirdikleri þekilde bilmektedirler.

Yapýlan araþtýrmalarda daha evvel manevî yolda

zuhur etmiþ olan zâtlarýn fikirleri ve yorumlarýnýn bugü-

ne aktarýlmaya çalýþýldýðý görülmektedir. Ama þu var ki,

bu yaklaþým ile bugünkü manevîyat anlayýþ ve idrakini

ifade etmek mümkün deðildir. Çünkü her geçen zaman

içerisinde teknoloji ve sanayi, maneviyattaki terakkiye

paralel olarak fevkalâde ileri gitmiþtir. Bu bakýmdan ma-

nevî konularý maneviyatýn terakki noktasýndan araþtýrýp

tatbik etmek ve ona göre karar vermek yerinde olur ka-

naatindeyiz.

Allah'ýn kudret-i ilâhîyesine göre düþünüldüðünde,

71

Page 75: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

bütün mevcudatýn aslý ve esasý Allah'ýmýzýn asliyet-i

ilâhîyesi olduðuna göre, Allah her þeyi yapabilir ve tatbi-

kata koyabilir. Hepimiz O'ndan hâsýl olduk. Rabbimizin

zâtîyyet-i ilâhîyesinden yaratýldýk. Ve biz, týpký Sevgili

Peygamberimizin bizlere talim buyurduðu þekilde dua ve

iltica ediyoruz: "Ya Rabbi! Sen kendini bildirdiðin

ve övdüðün gibisin" buyurmuþlardýr. Bizler de bu

beyana iþtirak ediyoruz."

Allah'a dünyevî hiçbir þeyi atfetmemek icap eder.

Çünkü bu dünya yaþamýnda yapýlan ve yapýlacak olan

her türlü tarif ve tavsif sýfatî olacaktýr. Bu ise, Allah'ýmý-

zýn zâtîyyet-i ilâhîyesinin anlatýlmasý bakýmýndan eksik

kalacaktýr. Bu anlatým ‘Hüve 'nin açýlmasýdýr. Onun arzu-

sudur. O'nun bildirdiklerinin dýþýndakiler velâyet dairesi-

nin dýþýndakilerin icatlarýdýr. Allah'ýmýzýn ilmi elbette na-

mütenahidir. Her geçen zaman içinde daha ileri açýlma-

lar olacaðý da muhakkaktýr.

Bu kitap vahiy ve akýl konusunda bir fikir vermek

amacýyla kaleme alýnmýþtýr. Bu konu, bu kadardýr dene-

mez. Pek çok yorum ve anlatýmý ifade eden bu mevzu

hakkýnda þimdilik bu kadar bahsedilmiþtir.

H ü v e t Te v f i k u ' r R e f î k

E L L H A C C H Ü S E Y Ý N V E D A D

72

Page 76: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

L Ü G A T Ç E

A

Ariyet: Emanet. Ödünç.Asliyyet: Asýl olarak. Aslý.

B

Bariz: Belli olan. Açýkça.Beyyine: Apaçýk delil. Kur’an-ý Kerîm âyetleri. Risalet nok-tasý.

E

Ekmel: En kâmil.Ekvan: Varlýklar âlemi.

H

Halil: Dost.Hasene: Güzellik. Sevap.Heva: Nefsin zararlý ve günah olan hevesleri.Hicab: Perde. Örtü.

Ý

Ýhata: Kuþatmak. Ýçine almak.Ýkrar: Kabul ve tasdik etmek.Ýlkâ: Atma. Býrakma.Ýnzal: Ýndirme. Ýndirilme.Ýstihza: Alay.Ýstikbar: Maðrurluk, Kibir. Gurur.Ýzhar: Göstermek.

K

Kaim: Geçerli.

73

Page 77: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

Ketum: Sýr saklayan.Künh-ü Hakikat: Asýl ve hakikat olan.

L

Levh-i Mahfuz: Ýlm-i ilâhînin bir unvaný.

M

Maruf: Tanýnmýþ. Bilinen.Mebni: Bir þeye dayanan.Meriyet: Yürürlülük.Merkub: Binilen. Binek.Meyan: Orta. Ara. Vasat.Mîkat: Bir iþ için tayin edilen zaman veya yer.Muhal: Ýmkânsýz.Muhayyile: Zihindeki hayal kuvveti.Muti: Ýtaatli.Muzmahil: Periþan.Mücahede: Cihad.Mülahaza: Tefekkür.Mülâki: Buluþmak. Yüz yüze gelmek. Mümtaz: Seçkin.Münazara: Karþýlýklý konuþmak.Münezzeh: Tenezzülü olmamak.Müsavi: Ayný seviyede.Müstaðni: Ýhtiyacý olmamak.Müstenit: Dayanan. Yaslanan.Müzahir: Yardýmcý. Arka çýkan.

N

Nazari: Fikrî. Teorik.Nispet: Oran.

74

Page 78: vahİy ve akil - huvallahu.com€¦ · "Ya eyyuhelleziyne amenu lâ tettehýzülleziy-nettehazu diyneküm hüzüven ve le'iben mi-nelleziyne utülkitabe min kabliküm velküf-fare

S-Þ

Sari: Yayýlan. Bulaþan.Sebil: Manevî yol.Sefih: Zevk ve eðlenceye düþkün. Günahkâr, kýt akýllý.Selbî: Mânâlarýnda nefi’y olan. (kendisinde olmamasýgereken) Selim: Selâmet üzere bulunan. Sýrr-ý Lahmik: Velâyette “Etin etimdir, kanýn kanýmdýr...”beyanýnýn lütfedilmesi. Bu makamda velinin kendine atfede-ceði bir hâli kalmaz. Subutî: Sabit olan. Þedid: Þiddetli.

T

Tahakküm: Zorla hükmetmek.Tanzim: Sýraya koymak. Düzenlemek.Tavsif: Vasýflandýrmak.Teblið: Bildirmek.Tekellüm: Kelâm etmek.Temeyyüz: Benzerlerinden farklý ve üstün olmak.Teveccüh: Yönelmek. Sevgi ve alâka göstermek.Tezahür: Meydana çýkma. Belirme. Görünme.Tezat: Karþýtlýk.Tezyin: Süsleme.

V

Varid: Ulaþan. Yetiþen. Hazýr.Vehim: Kuruntu.

Z

Zamin:KefilZan: Saný.Zehab: Zannetme. Sanma.

75